ANAYASA-DER BASIN BİLDİRİSİ

ANAYASA HUKUKU ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ (ANAYASA-DER)

BASIN BİLDİRİSİ

HÜKÜMET, YÖNETİM VE KOLLUK SUÇ İŞLEDİ…

GEZİ PARKINI SAHİPLENEN KENTLİLERE UYGULANAN ŞİDDET SUÇTUR

Taksim Gezi Parkı eylemleri, 1982 Anayasası ve ulusalüstü insan hakları belgeleri kapsamında koruma gören birçok hakkın kullanımına karşılık gelmektedir. Başlıcaları, çevre hakkı, kentli olma hakkı, insanlığın ortak mirasına saygı hakkı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğüdür. Yerel yönetim, kentlerin tarihi, kültürel ve doğal dokusunu değiştirme ve zedeleme yetkisine sahip değildir. Bu konularda kararlar, kentli olma hakları gözetilerek, çoğulcu demokrasinin katılım ilkelerine uygun olarak alınmalıdır. İstanbul’da ise, tam tersine, Başbakan ve sermaye çevrelerinin güdümünde kentsel yıkım uygulamaları hızla devam edilmektedir.

Yaşam hakkı başta, birçok hak ve özgürlük için temel olan çevre hakkı, şu çifte ödevi kapsamına almaktadır “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir”( Anayasa, md.56). İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararları da çevre hakkını yaşam hakkı, kötü muamele yasağı gibi haklarla bağlantılı olarak koruma altında tutmaktadır. Üstelik bu kararların, Anayasa (md.90) gereğince iç hukukta önceliği ve doğrudan uygulanma özelliği vardır.

Merkezi ve yerel yönetimler, “sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek, kamu mallarını korumak” ve “Tarih, kültür ve tabiat varlıklarını koruma” yükümlülüğündedir (Any., md.23 ve 63).

Öte yandan; “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir”(Any.,md.34). Taksim Gezi Parkını silahsız saldırısız sahiplenenlere polisin saldırısı hukuk dışı olup, suç oluştur. Kaldı ki, İHAM, (Taksim dahil) kararları, toplantı izinsiz de olsa şiddet kullanılamayacağı yönündedir.

Taksim’deki Mahkeme kararı olmadan gerçekleştirilen yıkım, yasa-Anayasa ve hukuk dışıdır. Konusu suç teşkil eden emri veren Başbakan, Bakan ve vali ile bunları yerine getiren kolluk güçleri, zincirleme sorumludurlar. Anayasa madde 137 gereğince: “Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz”.

Bu nedenle, Taksim Gezi Parkındaki, hiçbir biçimde gerekli olmayan polis şiddetinden dolayı maddi-manevi zarar nedeniyle Başbakan’a, İçişleri Bakanına ve İstanbul valisi ile kask numarası tespit edilebilen polislere karşı, ulusal ve ulusalüstü yargı yolları kullanılmalıdır. Anayasanın 40. maddesine göre: “Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücuhakkı saklıdır”. Bu hükmün gerekleri yerine getirilmelidir.

Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği olarak , Hükümeti ve yöneticileri Anayasa’ya saygıya davet eder; mağdur yurttaşların anayasal hak arayışlarını destekleyeceğimizi beyan ederiz. 2 Haziran 2013 ANAYASA-DER

Yoruma kapalı.