“ Demokrasi için ilk adım ”

- Devamı için tıklayınız -

TBMM “üye tam sayısının en az üçte biri ile toplanır”; karar yeter sayısı üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz (Any.m.96). Neden düşük sayı? TBMM’nin olağan yasama çalışmalarını kolaylaştırmak için. Peki bunun demokrasi ile ilişkisi ne? Şöyle:

Seçimlerin ardından tartışılan, AKP’nin beklenenin ötesinde başarısı ile CHP’nin beklenenin berisinde hezimeti. “Demokrasi” sözcüğü, her iki zıt kesimi birleştiriyor görünürde. AKP, başarısını, demokrasi mücadelesine değilse de, “mağduru” olmasına borçlu; CHP’nin yenilgisi ise, demokrasi karşıtlığından çok, onu sa-hiplenememesinden. Demokrasi ortak payda mı? Tartışılabilir. Ama tartışma götürmeyen etkenler yok değil.

Yaklaşık 5 yıllık AKP iktidarının reform çalışması, AB’nin müzakere tarihi verdiği 17 Aralık ‘e kadar sürdü. Bu tarihi, özellikle insan hakları bakımından bir yıl öncesine bile çekmek mümkün. ve 6 ise, daha çok kaydedilen ilerlemelerle hesaplaşma ile geçti. 2007 ise, anayasal ve siyasal krizlerle. Şu halde ne oldu da, oyları kendilerinin bile beklemediği bir eşiğe taşındı? Belirleyici görünen nedenler:

-İstikrar: AKP, siyasal ve iktisadi istikrar söylemini “toplumsallaştırma”yı başardı.

-Siyasal alternatif yokluğu: Ülkeyi yönetmek için seçenek olma umuduyla kitleleri harekete geçirmeye yeterli sosyal-demokrat bir partinin yokluğu.

-“e-posta muhtırası”: CB seçimleri sırasında verilen bu askeri muhtıranın ve seçimini engelleyen diğer etkenlerin, AKP’nin “demokrasi mağduriyeti”ni kitleselleştirmesine yetmesi. Seçim meydanlarındaki kızgın ve öfkeli söylemlerin, hemen her akşam teskin edici TV söyleşileri ile yerini, acındırmalı mağduriyete bırakması…

-Medya: Bu çerçevede, AKP’nin basın-yayın kuruluşlarını siyasal propaganda aracı olarak çok iyi kullanması; fikri tartışma yerine yanlı yayınların öne çıkması.

-Yüzde ıo’luk baraj nedeniyle “yararlı oy” sloganının işlenmesi.

-Ya iktisadi iyileşme? Yurttaş gözüyle şu üç nokta kaydedilebilir: TL’den 6 sıfırın atılması ne kadar olumlu ise, 1 kuruşların piyasaya sokula-maması aynı derecede riskli. Kayıt dışı faaliyetlerin aynen devam etmesi de. Geliri çok düşük tabakalara yönelik iyileştirmeler ile (makarna ve çek dağıtımına varan) kliantelist ilişki birlikteliği etkili…

AKP’nin başarısında ikincil nedenler üzerinde de durulabilir: Merkez sağın dağınıklığı, Kuzey Irak’a müdahale etmeme, soldan devşirme veya koyduğu uzun hedefleri uygulamaya geçirme yerine günlük yaşamı iyileştirmeye yönelik pragmatist politikalar…

Fakat hangisi olursa olsun, daha birkaç hafta önce yüzde 30’larda tahmin edilen oy oranı, yüzde 40’ları aşmış ise, bunda “demokrasi kartf’nın etkisi yadsınamaz. Öyle ki, birçok demokrat, sol demokrat ve sosyalist, AKP’ye daha sıcak bakar oldu. Bunda, olası bir MHP-CHP koalisyonundan duyulan kaygıdan çok, askeriyenin müdahalesi belirleyici. Bu etken, siyasal aktörlerin sorgulanmasını perdeledi: AKP’nin ne demokratlığı, ne de demokrasinin altyapısı olarak insan hakları politikası ve uygulaması gündeme getirilebildi.

Yaşanan süreçte AKP’yi savunmak, demokrasiyi savunmakla özdeşleşti. Hani, tamamen karşıt olduğunuz bir görüş nedeniyle sanık sandalyesine oturtulan kişiyi, düşünce özgürlüğü adına desteklemeniz gibi. Kuşkusuz, ülkede demokrasi eksiği, AKP’nin demokrasi açığını sorgulatmayı engellemez; ya da yüzde 46’lık başarı, tek başına AKP’nin demokrat olduğunu göstermez.

Ne olursa olsun AKP, “demokrasi mağduri-yeti”ni oya çevirme maharetini gösterdi. Zaten siyasal propaganda başarımı da pek yüksek: Adını bile “akparti” yaptı, insan hakları karnesi bunun tam tersi bir sıfatı hak ettiği halde. Ama demokratik vaadlerden de hiç geri kalmadı.

Eğer bunda biraz içtenlik varsa işe, neden yüzde ıo’luk barajla başlanmasın? Bu konuda girişim hakkını, seçim bölgemden Ufuk Uras’ın kullanmasını öneriyorum. İşte, “yönetimde istikrar ve temsilde adaleti bağdaştırmaya elverişli bir öneri: “Yasama seçimlerinde ulusal baraj yüzde 5’tir. Barajı aşamayan parti, kullanılan oyların yüzde 15’ni elde ettiği seçim bölgelerinde temsil hakkını elde eder.”

Bunun için TBMM oturumunda sadece 184 vekilin hazır bulunması, 139’unun evet oyu vermesi yeterli. Evet, hemen şimdi, “dörtte birlik demokrat vekil” aranıyor.

Yoruma kapalı.