“ MAYIS’LAR: NE DEMOKRASİ, NE DE ÖZGÜRLÜKLER (Mİ?) ”

- Devamı İçin Tıklayınız -

MAYIS’LAR: NE DEMOKRASİ, NE DE ÖZGÜRLÜKLER (Mİ?)

Demokrasi ve İnsan Hakları bakımından önce Mayıs ayının olumlu geçmişini hatırlayalım: 27 Mayıs 1949, 14 Mayıs 1950 ve 18 Mayıs 1954.

“İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”: “Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10/12/1948 tarihli ve 217 (111) sayılı karariyle kabul edilen ilişik ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Resmi Gazete ile yayınlanması ve yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim müesseselerinde okutulması ve yorumlanması ve bu beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması… kararlaştırılmıştır.” (R.G.: 27 Mayıs 1949-16199).

“Siyasal münavebenin sağlanması”: Yasama seçimlerinin Demokrat Parti’nin zaferiyle sonuçlanması ve 27 yıllık tek parti (CHP) döneminin kapanması (14 Mayıs 1950). Bu nedenle, kendilerini DP mirasçısı olarak gören çevreler, 14 Mayıs’ı, “demokrasi bayramı”olarak kutlar.

“İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi”: Statüsü, 5 Mayıs 1949’da imzalanan Avrupa Konseyi’ne, Türkiye, 8.8.1949 tarihinden geçerli olmak üzere üye olmuştur (R.G.:17.12.1949-7382). 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan ve 3 Eylül 1953’te yürürlüğe giren “İnsan haklarının ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi”, Türkiye tarafından 18 Mayıs 1954’te onaylandı (R.G.:19.03.54-8662).

27 Mayıs ve “Demokrasi’de kesilme”: Keşke yapılmasaydı, 1960 darbesi. Kısır döngü şu: Türkiye’nin en özgürlükçü ve denge-denetim düzenekleri en gelişkin Anayasa, halkoylamasıyla kabul edilen 9 Temmuz 1961 tarihli metin.

“1 Mayıs”lar: “konu, mekân ve zaman” üçlüsü, herhalde hiçbir hak ve özgürlük için bu denli içiçe geçmemişti; üstelik yaklaşık 40 yıllık tarihi var: Emekçi örgütler/ Taksim/ 1 Mayıs”. Buna, 2009’dan sonra bir de Avrupa yargısı ekleniyor. Taksim’i emekçilere kapatan karar ve uygulamalar, sadece Anayasa’ya değil, aynı zamanda İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne (İHAS) aykırılığı tescil ediliyor.

İHAM, DİSK/KESK c. Türkiye kararında, 1 Mayıs’ta emekçilere barışçıl toplanma ve Taksim’de anma hak ve özgürlük çerçevesini belirlemiş bulunuyor. Bu kararla, emekçi örgütlerin kutlaması, zaman ve mekân boyutuyla, olağan toplantı ve gösterilere göre daha güçlü bir güvenceden yararlanır.

Bu konuda en çok gündeme getirilen konu, vali ve kaymakamların “yer belirleme” yetkisi (8.10.1983 ta. Ve 2911 sy.lı yasa, md.6). Bu maddenin Anayasa madde 34’e aykırı olduğunu çok yazdım. Ne var ki, benzeri yetki, yeni bir yasaya da aktarıldı : “Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulur.” (2/3/14 ta. Ve 6529 sy. K., md.5).

Bu maddeler, öncelikle Anayasa md. 34’e aykırı. Anayasa md. 90, İHAS’a, yasalara göre öncelik tanıdığına göre, İHAM’ın değinilen kararı, özellikle 1 Mayıs kutlamaları açısından, “Taksim Meydanı”na ilişkin yasaklamayı, hukuk dışı kılıyor.

“31 Mayıs” ve Gezi: İki hafta önce “1 Mayıs kıtası” hazırlandı özgürlükleri kullandırtmamak için. Ya iki hafta sonra ne olacak? Gezi Hareketi veya olayları, Türkiye demokrasisi açısından önemli bir tarihsel dönüşümü yansıttı.

Anayasal düzen, hak ve özgürlüklere, –çoklu ölçütün birlikteliğiyle-“kümülatif güvence” sağladığı halde, kamu otoriteleri, tam tersine, hak ve özgürlük ihlallerinde çeşitlilik yaratarak, “kümülatif yaptırım” uygulamasına gitti.

İnsan Hakları Ulusal Kurumu, “seyirci locası”nı terketmeme niyetini korur iken, Kamu Denetçiliği Kurumu, Gezi’ye karşı kullanılan şiddeti, “denge üstü” gibi nazik nitelemelerle geçiştiriverdi. Buna karşılık, 1 Mayıs için “uzlaştırma” misyonunu, İstanbul valisini, Anayasa ve İHAS’a saygı göstermeye davetle değil, emekçi örgütleri valilik emrine uymaya çağırmakla ifa etme yolunu denedi…

10 Mayıs 2014: Ve, “demokrasi bayramı”nın 64. Yıldönümüne tam dört gün kala, Danıştay salonu, Başbakan’ın eylemiyle bir ilke imza attı. Feyzioğlu’nun süreyi aşması vs., ikincil. İşin özü: demokrasiye tamamen yabancı ülkelerde tanık olunan bir manzaranın sergilenebilmiş olması.

Ve yarın: 16 Mayıs 2014… İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin onayının 60. Yıldönümü vesilesiyle Haydarpaşa yerleşkesinde yapılacak olan, “Avrupa Sözleşmesi ve Hukuk Devleti Sınavındaki Türkiye”. Haydi gelin, Strazburg ve Ankara hâkimlerinin “beyin fırtınası”nı hep birlikte izleyelim! (BirGün, 15 Mayıs 2014).

Yoruma kapalı.