“YASAMANIN PARLAMENTODA OLDUĞU…”, DOĞRU MU?

“YASAMANIN PARLAMENTODA OLDUĞU…”, DOĞRU MU?

Genel Başkan Erdoğan, AK Parti’nin 16. Kuruluş yılı töreninde yaptığı konuşmada, “Yürütmenin Cumhurbaşkanına ait olduğu; yasamanın parlamentoda olduğu; yargının bağımsız mahkemelerle yürütüldüğü” bir sistem nitelemesi yaptı, 16 Nisan’da oylanan metne atıfla.

DOĞRU OLAN…

Bu üçlü tanımdan ilki doğru: Hükümet ve Cumhurbaşkanlığı kaldırılarak, yürütme yetkisi ve görevi, tek kişi tarafından kullanılacak ve yerine getirilecek. Daha doğrusu, parti başkanı, Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı ve devletin başı sıfatlarıyla tek başına yürütme görev ve yetkisi ile donatılacak; ama hiçbir işlemi ve eyleminden sorumlu tutulamayacak…

KAĞIT ÜZERİNDE TARTIŞMA GÖTÜREN…

Yargı, bağımsız mahkemeler eliyle kullanılır” sözü, ne kadar doğru? Erdoğan ve yandaşları için, bağımsız; hukukçular ve yansız uzmanlar ise, yargının bağımlı ve güdümlü olduğunu teslim eder. Yargının durumu, en azından Anayasa’daki düzenleme itibariyle (özellikle md.138) tartışılabilir.

AÇIK-SEÇİK OLAN…

Fakat, yasama konusunda söylediği çok farklı…

Anayasa madde 7 açısından beyan doğru: “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.”

Bununla birlikte, 16 Nisan günü oylanan 6771 sayılı Kanun, 6 ayrı Cumhurbaşkanı Kararnamesi kategorisi öngörüyor:

CUMHURBAŞKANI KARARNAMELERİ

1-Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.

2-Cumhurbaşkanı, “sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler” bölümündeki hak ve özgürlükleri kararname ile düzenleyebilir.

3-Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin teşkilatı ve görevleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.

4-Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda (…) Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarabilir.

5-Kamu tüzelkişiliği, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle kurulabilir.

6-Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.

300 KİŞİ DEĞİL, 1 KİŞİ…

TBMM tarafından oylanan ve Cumhurbaşkanı tarafından geri gönderilen kanun, ancak salt çoğunluk (300+1) oyu ile kabul edilebilir.

600 KİŞİ DEĞİL 1 KİŞİ…

Cumhurbaşkanı kararnameleri için TBMM’nin yetki vermesine gerek yok. Oysa yürürlükteki Anayasa’ya göre; Bakanlar Kurulunun KHK çıkarması, TBMM’nin yetki vermesine bağlı: “Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir” (m.91/2).

TBMM’YE KALAN…

Yasama organı sıfatıyla TBMM’nin yetki alanına gelince; 6771 sy.lı Kanun, TBMM’nin yasama yetkisini şöyle belirliyor: “Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek”.

Bunun anlamı ne?

Anayasa madde 7’ye açıkça aykırı bir biçimde, yasama yetkisinin kayda değer bir kısmı, tek kişiye devredilmiş olması.

2019 HEDEFİ

Bunları 16 Nisan öncesi çok yazdım, tekrar neden?

Erdoğan, “kendi projesi”nden habersiz olmayacağına göre, 2019 yolunda bilgi kirliliği kararlılığını teyit ediyor.

Söylemek istediği özetle şu: “sizin seçtiğiniz meclis, yasa koyacak; yine sizin seçtiğiniz kişi onları uygulayacak; uyuşmazlıklar ise, bağımsız yargı eliyle çözülecek.”

Halkoylaması sonucu, -doğru olduğu varsayımında bile-, OHAL ortam ve koşullarında, iki aylık yoğunlaştırılmış bilgi kirliliği ve baskı ortamında elde edildi: “70 günde %30’u 51,4’e çıkardık” (Başbakan).

İki yıl sonraki seçimin alınabilmesi, Erdoğan ve partisine göre, şu üç koşula bağlı: OHAL’in sürdürülmesi, muhalefetin daha çok baskı altına alınarak terörize edilmesi ve anayasal bilgi kirliliği yoluyla parti tabanının tahkim edilmeye çalışılması.

KILIÇDAROĞLU VE MİT TIRLARI

Erdoğan’ın “metal yorgunluk” vurgusuna göre; kendisi dışında herkes yorgun. Bu söylem, Parti üzerinde tek kişinin tam hakimiyeti için tutmuş görünüyor.

Kılıçdaroğlu’nu, MİT tırları üzerinden hedefe oturtmasının nedeni, iki yumuşak karın:

-MİT tırlarının silahları nereye götürdüğünün ifşa edilmesi,

-Adalet Yürüyüşü-kurultayı çizgisinde canlanan muhalefet tedirginliği.

CERATTEPE’YE ÇIKIŞ ENGELİ

Artvin Valiliği, Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hazırlığında olan Yeşil Artvin Derneği’ne, ÇED Raporunda yer alan vaatlere uyulup uyulmadığını saptamak için bilim heyeti ile Cerattepe inceleme ziyareti için izin vermedi.

Görüldüğü gibi, bir mülki idari amir bile, meşru vasıta ve yollardan hak arama özgürlüğünü ve adil yargılanma hakkını engelleyerek, Anayasa ihlalini göze alabiliyor.

 

DOĞRU BİLGİ, ÖNE ÇIKARILMALI

Kısacası, Anayasa ve hukuk dışı baskıları frenlemenin ve püskürtmenin başlıca yolu, demokratik muhalefetin doğru ve gerçek bilgi ağını örmesi ve bunu geniş kitleler ile paylaşabilmesi ölçüsünde mümkün.

Yoruma kapalı.