31 MART: HUKUK İÇİN OY…

31 MART: HUKUK İÇİN OY…

Oyun kurucu” nitelemesi kimi gazeteci ve yorumcularca yapılır. Oysa ‘siyasal kuruculuk’, hukuka saygıyı gerekli kılar. Oysa önde olan  “hukuk yıkıcılığı”.

Yıkıcı üçlü

Kaldırılan: Hükümet, anayasal denge- denetim düzenekleri ve siyasal sorumluluk.

Getirilen: Devlet başkanlığı ve yürütme bir kişide birleştirildi ve o kişi  parti genel başkanı  oldu.

 Uygulanan: Uçak, cami avlusu ve  seçim konuşmaları;

-Yargının anında görev çıkarması için yeterli oluyor.

– AKP-MHP’yi hemen yasal düzenleme için harekete geçiriyor.

-Bütün kamu görevlilerinin tavır ve işlemlerine yansıyor.

 

Ve uzantıları

Yerel seçim konuşmalarında,  “Cumhurbaşkanı ve hükümet benim; adayıma oy vermezseniz hizmet gelmez, doğal gaz gelmez” vb. ayrımcı tehditler, ‘kişi+parti+devlet’ birleşmesi teyidi.

Bunlar, 2017 kurgusunun bile olanak tanımadığı söylem, eylem ve işlemlerden kesitler.

Anayasa ve hukukun üstünlüğü yanlısı çevreler ise,  “hayır, bu kadarı da olamaz” şeklinde şaşkınlıklarını ve tepkilerini dillendirmeye çalıştıkça,  Anayasa ve hukuk dışılıklar çoğalıyor.

AKP ve MHP Genel Başkanları,  ortak söylemlerinde hedef büyütüyor: 2017’de tasfiye edemedikleri (Anayasa Mahkemesi ve Danıştay gibi) Anayasal kurumlar hazımsızlığı ve yerel demokrasiyi kaldırma seferberliği vb.

İnsan haklarına dayanan Cumhuriyet’ tasfiyesi ortamında, ‘seçim ikiyüzlülğü’ eşlğinde ‘dayatma sandığı’ kurulacak.

Haysiyet andı!

Tarihsel ve kültürel  mirası yadsıma, doğal varlıkları tahrip etme veya  kalan kurumları yok etme ile sınırlı değil AKP-MHP ortak paydası. Cemaat-mezhep dönemi mirasının paylaşımı da var.  İşte birkaçı:

-Siyasal ayağa  dokunulmaması için beş yasal düzenleme.

-Toplumsal, iktisadi ve bürokratik ayağı temizleme bahanesiyle OHAL önlemlerinin  sürekli uzatılması: TMSF’den yargı organlarına ve üniversitelere dek hukuk katliamı, AKP-MHP’nin ‘arka bahçe’ tasarımı için.  27. Yasama  döneminde güvenlik soruşturmasından mülakata kadar “liyakat ve hukuk” karşıtı düzenlemeler üzerine ittifak tam oldu.

-Özgürlükleri sınırlamak ve demokratik toplumu baskılamak için, sosyal medya ve basın sansürü düzenlemeleri de aynı bağlamda.

-Seçim düzenlemeleri ise, siyasal münavebe yolunu kapatmak içindi.

 “Görev+yetki+sorumluluk” çerçevesi dışındaki eylem ve işlemleri süreğen kılmak,  görev gerkleriyle özdeşleşen  dignitas (haysiyet ) sorunu olsa da,  ‘dava’! için iktidar bekası, Anayasa’nın da üstünde.

 

Kırım, kıtlık, kırım

Hukuk yıkıcıları, siyasal oyun kurucusu olamazlar.

Siyaset ve demokrasi hukuk yoluyla yapılmadığı ve işledilmediği için  sistematik anayasa ihlalleri,‘kırım, kıtlık ve kıyım’ ile sonuçlandı.

– kurumlar  ve kurallar tasfiyesi,

– delik deşik edilen ülkenin bölünmez güvenliğinin  zedelenmesi,

-ayrıştırılan ve yoksullaştırılan topluma dinin  siyasete alet edilmesiyle, bilim ve akıl dışı hurafelerin kutsallık maskesi altında dayatılması.

 

Ne yapmalı?

Yıkımlara asla  alışmamak, bunları asla kanıksamamak ve meşrulaştırmamak.

Ve insan haklarının sert çekirdeği için kullanılan her zaman, her yerde ve herkes için kuralını Şubat 2024 Türkiyesi’nde “insan haklarına dayanan Cumhuriyet” için kullanmak.

Din-inanç ve vicdan özgürlüğü güvencesi olan dünyevi norm  Anayasa yerine Cemaat-mezhep ve tarikat ittifakı sonucu, ‘15 Temmuz uçurumu’ oldu.

Şu halde hukuk ve liyakat, ’15 Temmuz’lara hayır!’ için de yaşamsal. Ne var ki, Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY), hukuk ve liyakata kapalı. Bu nedenle, her zaman, her yerde ve herkes için “demokrasi, hukuk ve  insan hakları”, ancak PBDBY’nin aşılması ile geçerli kılınabilir.

31 Mart seçimlerinin önemi burada: Adaylar, “Cumhuriyet’in yaşayan ruhu”nu yeşertebildikleri ölçüde yıkıcılık seferberliğini püskürtebilir.

Örneğin, “Ankara’dan buyruk ve talimat ile değil,  hukuk ve halk ile İstanbul’dan yönetim” söylemi, Türkiye bütünü için geçerli. Bu nedenle, 31 Mart’ta, akıl ve  bilim dışı palazlanmalara karşı ‘hukuk için oy”, ortak gelecek umudu için yaşamsal.

 

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 22.02.2024)

Yoruma kapalı.