BÜTÇE’DE SALDIRGANLIK: SEÇİM Mİ, SORUMSUZLUK MU?

BÜTÇE’DE SALDIRGANLIK: SEÇİM Mİ, SORUMSUZLUK MU?

Denge ve denetim düzeneği yok diyorsunuz; ama Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin AYM’ce, kararlarının ise Danıştay’ca iptali, denetimin var olduğunun göstergesi”.

Tek kişi tek kişi diyorsunuz, ama o, aslında bir dünya lideri” (F. Oktay, CB yrd.))

Bakanlar, TBMM’de and içtikleri için siyaset yapabilir.” (C. Yılmaz, PBK Bşk.)

 

HANGİ DENETİM?

Bütçe görüşmelerinde, “Siyasal denge ve denetim düzenekleri 2017 Anayasa kurgusu ile kaldırıldı…” bağlamındaki açıklamalarıma verilen yanıt: “yargı denetimi var”.

CB yardımcısı, siyasal ve yargısal denetimi birbirine karıştıracak derecede bilgisiz olamayacağına göre, ‘siyasal denetim yokluğu’nu doğrulamış oldu.

“Dünya lideri” nitelemesi de,  “evet tek kişi yönetimi; ama tek kişi, yalnız Türkiye’de değil, Dünya’da tek lider…”.

Anayasa öyle öngördüğü için, ‘tek kişi itirafı’ demeye gerek yok. Ama şu sorulabilir: ülke , ‘talimatlar’ zincirinde sözde yönetiliyor; dünya lideri, kime emir veriyor-kimden emir alıyor?

 

SİYASETİ KİM YAPAR?

2017 kurgusu, yürütme yetkisini tek başına CB’ye verdi;   yürütme ve idarenin ayrım çizgisini oluşturan siyaset, yürütme tekelini elinde tutan CB ile sınırlı. CB yardımcısı ve bakanlar, seçilmiş değil, siyaseten sorumlu da değil; milletvekili olanların milletvekilliği de  düşüyor… Bu nedenle siyaset yapamaz…”   Anında, “yanılıyorsunuz, bakanlar siyaset yapabilir” tepkisiyle PBK Başkanı,  Cumhur İttifakı’na ve CB yardımcısına selam çakmakla, Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBDBY)’nin niteliğini ve yarattığı korku iklimini yansıtmış oldu.

Bütçe sunumuna gelen her bakan, siyaset yaptı; zaman ve konu olarak,  muhataplar açısından.

Süre:  iki ay veya iki yıl önce atanmış olsalar da bakanlar, 20 yıla yayılan değerlendirme yaparak 2053 ve 71’e göndermede yarıştı.

Konu: Bakanlık alanı dışında, hükümet varmış gibi genel  değerlendirmeler yaptı.

Muhatap: 6’lı masayı sorgulama cüretini kendinde gördü.

Sunum ilk oturumda yapıldığı halde, yasama konuşmaları sonrası soruları yanıtlama yerine önceden hazırlanmış metinlerle ikinci sunumlar yapıldı; sıra, sorulara gelince, Komisyon başkanı, “yazılı olarak yanıtlarsınız” hatırlatması! ile konuşmalar sonlandı.

 

NE YASAK NE DE EMİR

Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” kuralına  karşın 3. adaylığına hazırlanan CB, “bütçe kanun teklifini, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar” emrini  de yerine getirmediği için,  bütçe sunumu ve görüşmeleri, “Yürütme’siz ”  yapıldı.

Gerçi, AKP ve MHP’li vekiller, bakanların konuşmalarını kayıtsız koşulsuz destekleyerek yürütme ile bütünleşmeye çalıştı. Bazıları, sunum metnindeki sayfaları yeniden okudu. Vekillerin Saray’a ve bakanlara övgüsü, yasama+yürütme birleşmesi görüntüsü altında, demokratik muhalefete yönelik saldırgan söylem ortak paydası ile sürekli kılındı.

Hakarette ölçü tanımayan bir tür yalan makinası S. Soylu üzerinde durmuyorum.

Anayasa’ya aykırı olarak Komisyon’da sunum yapan ve  bakanlıklar üstü bir “paralel devlet” temsilcisi görüntüsü veren CB yardımcısına,  6’lı masa ile dalga geçme sözleri nedeniyle, CHP Grup Başkan Vekili Ö. Özel, “haddini bil” dirdi.

 

DE FACTO GENİŞLEMESİ

2017 kurgu ve uygulaması, iki anayasal düzen ve her ikisinin dışında kalan bir de fiili durum ortaya çıkardı.

İki Anayasa:

-demokratik hükümler,

-demokrasi ile bağdaşmayan kurgu.

De facto: Anayasa dışı eylem ve işlemler.

Bütçe görüşmeleri,  fiili alan genişliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

 

 TUZAK VE SINAV

“Çekilme hakkı”nı bile kullanamayan CB yardımcısı ve bakanların saldırganlığı, sorumsuzluk aymazlığı mı, yoksa  seçim korkusu mu?  Her ikisi de. Ne var ki, demokratik muhalefet ve 6’lı masa, anayasal karşılığı olmayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kullanımıyla, PBDBY için meşrulaştırıcı bir işlev gördüğünü henüz farkedemedi. Oysa demokratik hukuk devletine giden yolun ilk adımı, dilin doğru kullanılmasıdır.

Sözün özü, 5-16 Aralık Genel Kurul Bütçe görüşmeleri, demokratik muhalefet için son ve çok yönlü sınav süreci olacak.

 

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 1 Aralık 2022)

Yoruma kapalı.