#DİRENGEZİPARKI…

#DİRENGEZİPARKI…

1-“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. Maddesinin 1.fıkrası der ki;

“Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir.”

31.05.2013 tarihinde İstanbul’da, Taksim Gezi Parkı’nın yerine AVM yapılacağı haberini alan binlerce vatandaş, Anayasa’nın 34. Maddesinden doğan hakkını kullanarak bu durumu protesto etmiş ve polisin insanlık dışı müdahalesi ile karşı karşıya kalmıştır. Bugünün ve geleceğin hukukçuları, yapılan bu insanlık dışı muameleyi, halkın tepkisine rağmen hükümetin takındığı hoyrat ve dediğim dedik tavrını ve halkın haber alma özgürlüğüne çekilen sansürle gazetecilik mesleğinin ilkelerini hiçe sayan Türk Medya’sını asla unutmayacaktır. “Taksim Gezi Parkı Direnişi” olarak kayıtlara geçen bu olay Türkiye cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak sürülecek ve bu olayların sorumluları elbet bir gün hak ettikleri cezayı bulacaklardır.”

2- 56, 34/1, 68/4, 28/1, 17/2…” Anayasamızın bu güzel maddeleri bu kadar açıkken ve Türkiye’de bu anayasa uygulanmazken Anayasa hakkında yazabileceklerim bunlarla sınırlıdır… Dün gece yapılanlar, ölüyorduk!”

3- “… Halkımın haklarının hiçe sayıldığı (anayasal dayanağı olmasına rağmen) hatta bu ihlalin diğer başkaca suçlar işlenerek (polis ! tarafından) yapıldığı bir ortamda anayasa sınavına girmek fazlaca ironik bir durum değil midir?”

4- “Bu kağıt günlerdir Taksim’de ‘bir ağaç için’ nöbet tutan çapulcu öğrencilerden birine aittir (md.34’e dayanarak). DİREN GEZİ PARKI!”

5.- “Sayın hocam, öncelikle, Türkiye’de bu olaylar yaşanırken, binlerce insanın Taksim’de Beşiktaş’ta bulunması ve benim burada alacağım notun derdinde olmam şahsım adına kendimden tiksinmeme sebebiyet vermiştir. Hukuk fakültesindeyiz ama her türlü hukuksuzluğun yapılıp insan haklarının çiğnendiği şu günlerde, hukuk fakültemizin yaptığı sınavlardan geçer not almaya çalışıyoruz. Bence en büyük sınavlardan biri şu andadır ve Türkiye sınıfta kalmıştır. Türkiye’den kastım, ‘devletimiz(!)’, başbakanımız(!), günlerdir yaşananlara aldırmayıp, herkes sokaktayken yandaş televizyon kanallarında sokakları göstermeyip kendi hizmetlerini anlatan, ardından da yurt dışı gezisine çıkan başbakanımız(!), hatalarını kabul edip özür dilemek ve daha büyük zararları önlemek adına tedbir almak yerine büyük büyük konuşup tehdit eden başbakanımız(!), sokaktaki olayları göstermeyip normal boş yayın akışına devam eden medya(!)…. Üzgünüm, hepiniz sınıfta kaldınız.

Son olarak, ne Türk ne Müslüman ne de herhangi bir parti yandaşı olarak değil, 20 yaşında bir insan olarak,…Ayrıca 1982Anayasasında yürütmenin hem görev, hem de yetki olarak ifade edilmesinin sonucunu da burada anlattığım olayda görebiliriz,…”

6.- “PVSK madde 16, Polis devleti yolunda atılmış ilk adım. Kadın çocuk genç yaşlı demeden polise geniş yetkiler tanıyan kanun… Polislerin sığındığı kanun. Anayasa ve İHAS’ın artık halkı kollayamadığı koruyamadığı bir ülke, Türkiye. Korkuyorum hocam, okuduğum bölümden korkuyorum. Kim için ve ne için adalet bunu bilmiyorum…Alevi-Bektaşi katili Yavuz Sultan Selim ismini İTEMİYORUZ! Çevre ve doğa düşmanı bir zihniyeti İSTEMİYORUZ”.

7.- “Bu yıl Marmara Üniversitesi hukuk Fakültesini kazandım. Belki de ilk yılımın verdiği heyecandı ama derslere geldiğimde ve siz hocalarımı dinlerken heyecanlanıyordum. Gurur doluyordum, küçüklüğümden beri haksızlıklara tahammül edememişimdir ve haksızlıklara bir nebze de olsa engel olabilmek için hukuk okumak istedim. Ama şu an anayasasının 34’üncü , 137’inci ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin tüm maddeler ihlal ediliyor. Fakat biz imza toplamamıza rağmen şu an burda sınavlara girmek zorunda bırakıldık. Siz değerli hocalarımdan ricam HUKUKA OLAN, ADALETE OLAN İNANCIMIZI KORURUN. Çünkü burada adaleti sağlamak için bulunan binlerce öğrencinin tek amacı budur…”

8.- “… Tüm halk, anneler, babalar, çocuklar meydanlardaydı dün. Herkes marşlar söyledi. Herkes şenlik havasında eğlendi. Ta ki hava kararıncaya kadar. Marşlar söylenmeye devam ederken tazyikli sular fışkırtıldı üzerimize hocam. Bombalar atıldı. Dün tüm gece arkadaşım ameliyattaydı. Bir gözünü kaybetti. Kör oldu. On dokuz yaşındaydı. Yaptığı tek şey marş okuyup bayrak sallamaktı. Ben hangi hukuk kuralı bunu destekliyor bilmiyorum… Okuluma bakıp sadece yazık diyebiliyorum ve çok utanıyorum.”

* * *

Bu satırlar, 3 Haziran günü yapılan Anayasa Hukuku sınav kağıtlarından seçildi. Bunlar ve arkadaşları, dersi seneye bırakma pahasına Gezi Parkına gidenler. Bir kısmı, soruları yanıtlama yerine “Direngeziparkı”nı yazmış, bir kısmı da artı olarak bunları. Bana susmak düşüyor…

Yoruma kapalı.