Eğitim Hakkı ve Değerler Eğitimi

Eğitim Hakkı ve Değerler Eğitimi

Geçen hafta, Dünya Çocuk Hakları günü (20 Kasım) ve öğretmenler günü (24 Kasım) kutlandı. Gelecek hafta İnsan Hakları günü  (10 Aralık) kutlanacak.

Değerler eğitimi, bu kutlamaların neresinde? TBMM’de çoğunluk sahibi AK Parti Hükümetleri, 15 yılda  değiştirdiği Milli Eğitim Bakanları ve  eğitim programları ile, genç kuşakların adeta genleriyle oynadı. Buna karşılık, değerler eğitimi söylemiyle hazırlanan ders programları, mezhep temeline dayalı din bilgisi, milli ve manevi değerler, süreklilik taşıyan ortak paydaları oluşturdu.

Çağdaş eğitim nedir?
Çağdaş eğitim, insan aklı ve özgürlükler ışığında bilimsel düşünce temelinde yapılan eğitim. Uygarlaşma tarihini özümseyen ve çağın gereklerini öne çıkaran bir eğitim süreci, çağdaş toplum değerlerini yansıtması ölçüsünde mümkün. Çevre-insan  ve toplum ilişkilerinde insan hakları gerekleri, büyük ölçüde çağdaş toplum değerleri ile örtüşür.

Anayasa,  eğitim ve öğretimde uyulması gereken ilkeleri;

“Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve esaslarına göre” (md.42/2), “Anayasaya sadakat borcu altında” (f.4), “sadece eğitim, öğretim ve araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler” (f.8) şeklinde kayıtlamakta.

Çağdaş eğitim, ancak “insan hakları bir bütün olarak”  görülebilmesi ölçüsünde mümkün.

İnsan hakları ve  bütünselliği
İnsan hakları genel kuramı, “insan haysiyeti” temelinde “özgürlük ve eşitlik” denklemi ile kurulur. Hak ve özgürlüklerin oluşumu, fikri-felsefi, sosyolojik ve hukuki olmak üzere üç aşamada gerçekleşir.

Hak ve özgürlükler, yasa ile anayasaya saygı çerçevesinde sınırlandırılabilir; bunlar, demokratik toplum düzeni ve laik Cumhuriyet’e aykırı olamaz, ölçülülük ilkesini ihlal edemez ve hakkın özüne dokunamaz (Anayasa, md.13).

Özlerine dokunulamadığı gibi bazı hak ve özgürlüklere hiç dokunulamaz. “İnsan haklarının sert çekirdeği”ne dokunma yasağı, her zaman, her yerde ve herkes için geçerli: kişinin yaşama hakkı, maddi ve manevi bütünlüğü; din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamama ve  bundan dolayı suçlanamama; suç ve cezalar geçmişe yürümemesi ilkesi; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar suçlu sayılma yasağı (Anayasa, md.15).

Öğretmenler, hak ve özgürlükleri bir bütün olarak algılamalı ve bu bilinçle eğitim hakkını uygulamaya geçirmeye çalışmalı.

Çocuk Hakları
Çocuk hakları ise, 18 yaşından küçük olanların öznesini oluşturduğu haklar demeti. Anaokulundan üniversite öncesi döneme kadar eğitim aşamalarındaki öğrenciler, ilke olarak çocuk hakları özneleri grubuna girer. Özgürlük ve hakların yetişkinlik döneminde kullanılabilmesi, çocuk haklarının tanınıp güvencelenmesi ile mümkün.

Çocuk haklarının belli ölçüde anayasal temelleri de var (md.41). Öte yandan Türkiye,  Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ve  Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’ni sırasıyla 1995 ve  2002’de onaylandı.

Hak öznesi çocuk, insan olarak muamele görmeli. Çocuk aynı zamanda bir birey olup, düşünen, sorgulayan, eleştiren bir kişi olarak muhatap alınması ölçüsünde, eğitim hakkının  asıl öznesi olarak görülebilir.

Eğitim hakkı
Eğitim hakkı, insan hakları eğitimini de kapsar. Öğrenme ve öğretme özgürlüğü yönleriyle eğitim hakkı, kurumsal çerçevede gerçekleşir. Bu özgürlüğün yarattığı sorunların önemi, özde genç dimağlara bilgi aktarılması ve okul ortamında yeni kuşakların yetiştirilmesinden ileri gelir. Çocukların ve gençliğin eğitimi ve bilgilendirilmesi, kamusal yükümlülükler alanında yer alır. Eğitimin zorunlu ve karşılıksız olması ilkesi, birincil görevleri arasında yer alması nedeniyle devlet, bu hakkın kullanılmasında sıkı bir denetim yetkisine sahip olur (md.42).

Eğitim hakkı, devlet için “edim borcu” doğuran sosyal ve kültürel haklar alanında yer alır.  Bu hakkın iki öznesi  var: öğreten ve öğretilen. Her ikisi de özgür özne olarak karşımıza çıkar. Öğretimi tercih hakkı, devlet okulları açısından geçerli olduğu gibi, devlet ve özel okullar arasında tercih olanağı da önem taşımakta. Konu, eğitim birliği içinde çoğulculuk ve öğretimde yansızlık açısından da ele alınmalı.

Öğretmenin işlevi
Çocukları, hak öznesi olarak, “insan haysiyeti temelinde özgürlük ve eşitlik” kavramları ekseninde eğitmek, öğretmenin ana ödevi. Düşünen, kuşku duyan ve sorgulayan kişiler olarak öğrencileri bilimsel düşünceye hazırlama işlevi öne çıkar. Eleştirel düşünce yetisi ve  kamusallık bilinci, kişi-çevre ve ülke ilişkileri bağlamında gerçekleştirilecek bir eğitim süreci, insan hakları ile bağdaşmayan atasözlerine karşı mücadeleyi de kapsamına alır. İnsan hakları düşüncesi  evrensel, uygulama ise yereldir. Bu ilkeler, değerler eğitimi içeriği için de süzgeç işlevi görmeli; çocuklar, yaşlıların toplum mühendisliği hedeflerine feda edilmemeli. Bunları, iş işten geçmeden tartışmalıyız… (BirGün, 30 Kasım 2017)

 

Yoruma kapalı.