Ne için geçiş dönemi? Demokratik hukuk devleti için.
Neden demokratik hukuk devleti? Parti Başkanlığı yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBYDBY), demokratik hukuk devletinin asgari gerekleri dışında kaldığı için.
Ya geçiş dönemi zamanı? Bugün ve Anayasa değişikliği arasındaki zaman dilimi.
Bu nedenle, bugünden seçim sonrası için sürekli ve somut hazırlıklar yapılması ölçüsünde geçiş dönemi söylemi, gerçekçi ve inandırıcı olur.
Deyim olarak, öngörülen yönetim için yalnızca “parlamenter rejim” nitelemesi, şöyle bir yanılsama yaratır: sanki PBYDBY, başkanlık veya yarı-başkanlık gibi çoğulcu demokratik siyasal yönetim imiş ve bunun yerine parlamenter rejim tercih ediliyor gibi bir yanlış algı. Bu nedenle, hedefe yönelik ‘demokratik’ nitelemesi önemli; demokratik parlamenter rejim gibi.
Bu ön belirlemeler ışığında ‘geçiş dönemi’;
-Seçime kadar,
-Anayasa içinde yönetim ve
-Anayasa değişikliği yoluyla demokratik parlamenter rejim kuruluşu olmak üzere üç aşamadan oluşur.
HANGİSİ SORUNLU?
İlkeler ve sistem üzerinde konuşmak yerine kişiler ve adaylar üzerinde kısır tartışmalar, siyasal söylem ve hukuk arasında yaratılan boşluğun göstergesi.
Söylem şöyle: Cumhur İttifakı için, sistem veya aday sorunu yok; ama Millet İttifakı için her ikisi de var.
Oysa Cumhur İttifakı için şu çifte sorun açık:
– “Doğal aday” olarak gösterilen kişi, eğer TBMM, 360 oyla erken seçim kararı verirse ancak Cumhurbaşkanlığına 3. kez aday olabilir.
– 31 aylık uygulamasında (9 Temmuz 2018-1 Şubat 2021) mutlak olarak savundukları PBYDBY üzerine kapalı kapılar ardında süren “restore ve rehabilite etme”! çalışmaları.
Millet İttifakı ve ortak platform bileşenlerinin hedefi daha belirgin: demokratik parlamenter rejim. Belirsizlik ise, yol haritasında. Akılcı, aşamalı ve gerçekçi bir yol izlenmeli.
SEÇİM ÖNCESİ
Anayasa raporlarının ortak paydalarını saptamanın ardından, yasama-yürütme-yargı üzerine maddelerin somutlaştırılması, “geçiş dönemi” tasarımının ana halkası olmalı; şunu da unutmamak kaydı ile: hukuk devleti adımları, ancak yürürlükteki Anayasa’ya saygı ve nitelikli yasama mücadelesi ölçüsünde inandırıcı olabilir.
ÇİFTE TARİHSEL GÖREV
Seçim sonrası ikili görev şu: yönetmek ve Anayasa değişikliği yapmak.
Yönetimin ana sorunsalı, değiştirilecek Anayasa’ya parlamenter rejim ereğinde saygı. Yönetim için birkaç öngörü:
– Cumhurbaşkanı (CB), parti başkanı olmayacağı için, yetkilerini tarafsız kullanabilir.
-Devleti temsil ve yürütme yetkisi, emredici Anayasa kuralları çerçevesinde parlamenter rejim ereğine kaydırılabilir; CB yardımcıları ve bakanlar, -dayanışma içinde- kabine modelini uygulamaya geçirebilir.
-Devlet yönetim yapısını darmadağın eden Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri yerine, liyakata dayalı kamu yönetimi düzenlemeleri hızlıca yapılabilir.
29 EKİM/20 NİSAN
Anayasa değişikliği için, 29 Ekim 2023 ve/ya 20 Nisan 2024, anlamlı ve gerçekçi tarihler.
Yasama-yürütme-yargı maddeleri, seçimler öncesi topluma öneri olarak sunulursa, bilgi akışı ve katılım yoluyla seçim kampanyası- anayasa tartışması eşzamanlılığı sağlanabilir. Buna karşın, değişiklik için seçim sonrasını beklemek, sahici olmayacağı gibi iktidar tutkusunu da depreştirir.
Demokrasi savunucularının acil beklentisi olan Anayasa değişikliği için bugünden hazırlık yapılırsa, zamanında (18 Haziran 2023) seçim bile, 29 Ekim için fazla geç olmaz. Her ne olursa olsun son tarih, 1924 Anayasası’nın 100.yılı 20 Nisan 2024 olarak öngörülmeli.
Anayasal bilgilenme hakkı ve kamuoyu, katılım ve geniş bir siyasal – toplumsal uzlaşma için önkoşul. Anayasa bugünden çok gelecek kuşaklara hitap ettiğinden, bu süreçler, gençleri ve çocukları da kucaklamalı.
Bu yolda söylem, anayasanın toplumsal uzlaşma belgesi özelliği ile uyumlu olmalı; PBYDBY’nin çoğulcu siyasal rejimle bağdaşmazlığı hiç göz ardı edilmemeli. Aslında ortak söylem, eylem ve işlem üçlüsü, demokratik parlamenter sistem ekseninde bir anayasa değişikliği ötesinde Anayasa ve demokrasi kültürü oluşturmayı da amaçlamalı. Bu çerçevede yapılacak saydam ve somut çalışmalar, seçmenleri olduğu kadar seçim sonrası siyasal güç dengelerini etkileyecektir.
İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 13 Ekim 2021)