“ İki(nci) anayasa(sı) önerisi... ”

- Devamı için tıklayınız -

İlki, 12 Eylül 2001 sabahı kamuoyuna açıklanmıştı: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisi”; ikincisi, 12 Eylül 2007 gecesi elektronik ortamdan: “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Önerisi”. İlkini, “TBB adına” 11 hukukçu hiçbir müdahale ve güdüleme olmaksızın hazırlamıştı; ikincisini ise, “AKP için” 6 kişilik bir Kurul. İçerik olarak; TBB’ninki yeni baştan yazıldı; AKP’ninki ise, 1982 Anayasa-sı’nı çerçeve alıyor. AKP metninin TBB önerisine göre hiç mi artısı yok? Var, başlıktaki “sı” eki (!).

İkisi arasındaki benzerliklere gelince; en belirgini “anayasal yurttaşlık” yönünden: “Devlete yurttaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır” (TBB metni, m. 37). AKP için hazırlanan metin ise, bu tanımı -sadece “yurttaşlık” yerine “vatandaşlık” diyerek- aynen almakla birlikte; önerilen 3 alternatif hükümden biri (m. 35). Siyasal haklarda etnik aidiyet yerine “yurttaşlık” vurgusu, Türkiye’de kimlik eksenindeki en önemli kırılma halkası (yurttaşlık) için kucaklayıcı bir açılım yaratabilir.

Hak ve özgürlükler konusunda; TBB’nin “Anayasa Önerisi”, yeni bir sistematik öngörmüştü. Kişi özgürlükleri ve siyasal haklar; iktisadî, sosyal ve kültürel haklar ve özgürlükler; çevre, barış ve gelişme hakları. AKP taslağında ise, 1982’nin sistematiğinden vazgeçilememiş: kişinin hakları ve hürriyetleri; sosyal ve ekonomik haklar; siyasal haklar ve ödevler.

Kişinin hakları ve hürriyetleri konusunda; AKP metninde, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) ölçütlerini aktarma çabası var. Fakat 1982’nin çizdiği çerçevenin ötesine geçmek bir yana, bu metinde sonradan yapılan değişikliklerin gerisine bile düşülmüş. Bir örnek: TBB metni, ifade özgürlüğünün sınırlanması konusunda şu genel ilke ile yetinmişti: “savaş propagandası, ayrımcılık, düşmanlık, şiddete yol açan ulusal, ırkçı ya da dinsel nefret savunuculuğunun önlenmesi amacıyla” sınırlanma (m. 27).

AKP Anayasası Önerisi’nde ise, üç dizi sınırlama var: ı-Radyo, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayınların izin sistemine bağlanabilmesi, 2- Milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel sağlığın, genel ahlakın, başkalarının şöhret veya haklarının, özel veya aile hayatının korunması, suçların önlenmesi, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, 3-TBB metninde yer alan sınırlama nedenleri.

Bu açıdan İHAS’ta; “yayın” değil, “işletme” izni söz konusu. Oysa, ilki parasal, ikincisi ise düşünsel kavramlar. Üstelik, “devlet sırrı” ölçütü İHAS’ta yok. İkinci kırılma halkası olarak din özgürlüğü-laiklik ekseninde AKP Önerisi, yurttaşlık tanımındaki açılımın tam tersine, din özgürlüğü ve laiklik arasında uzlaşma ilkeleri yerine, çatışmayı derinleştirici düzenlemeleri yansıtıyor (…).

TBB Önerisi, “iktisadi, sosyal ve kültürel haklar özgürlükler”e, 22 md ayırıyor. AKP Önerisi ise, “sosyal ve ekonomik haklar”a, sadece 8 m. özgülüyor: toplu iş sözleşmesi ve grev hakları, işçilerle sınırlı. Kamu görevlileri için; toplu görüşme hakkı yasal düzenlemeye bırakılmış; İHAM’ca tescil edilen “toplu sözleşme” hakkı (bkz. Demir-Baykara kararı) ile grev haklarından ise eser yok…

TBB Anayasa Önerisi’nde asıl yenilik, “Çevre, Barış ve Gelişme Hakları” başlıklı bölüm (m. 70-82). Konut hakkı ve sürdürülebilir gelişme gerekleri doğrultusunda planlama ilkelerinin yanı sıra, şu hak tanınıyor: “Herkes kültürel, dinsel ve dilsel değerlere ve çeşitliliğe saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir”. AKP önerisinde ise, bu tür açılımlara rastlamak bir yana, konut hakkı ve planlamaya hiç yer verilmemiş; çevresel ilkeler ise hak olmaktan tamamen çıkarılarak, “program hüküm”lere dönüştürülmüş (…)

Kısacası, AKP metni, esinlenildiği iddia edilen TBB Anayasa Önerisi’nden çok, 1982’ye benziyor. Hatta ilk atakta Parti heyeti, Bilim Kuru-lu’ndan gelen bu metni 1982’ye daha da yaklaştırmış görünüyor. Öte yandan, TBB de harekete geçerek, 2001’de Anayasa Önerisi hazırlayan üyelerin büyük bir kısmını haberdar etme gereği dahi duymaksızın, yeni bir kurulla metni güncelleştirme çalışmasına başlamış bulunuyor. Geçelim telif hakkını ve etik kaygıları…

Asıl sorun şu: 2001 metni daha mı ileriye götürülecek, yoksa 1982 metnine mi yaklaştırılacak? Düğüm noktası ise, T.C. yurttaşlığı ve kültürel kimlik hakkı. Yoksa, ilk metinlere yapılan müdahalelerin ortak amacı, 1982 metnine mi dönmek? Böyle bir endişe karşısında, iki(nci) Anayasalı) önerisi yerine, “eşitlikçi-sosyal-çağ-daş bir anayasa” için 3. bir yola ivme kazandırılması kaçınılmaz görünüyor.

Yoruma kapalı.