“ Laik tören/Dinsel tören ”

- Devamı için tıklayınız -

“…inanma, inanmama, kuşku duyma, ilgisiz ve din dışında kalma…”. Bunlar din özgürlüğünün belirleyici öğeleri İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne göre ( Kokkiinakis / Yunanistan, 25.5.’93). Din özgürlüğünün Avrupa ölçeğinde klasik hale gelen tanımı.

Sevgili Türkel Minibaş’ın görev yeri İstanbul Üniversitesi merkez binasına akademik törene akın etmişti İstanbullu ve Türkiyeliler… Ne var ki, tören bir hoca/imam duasıyla başladı ve aynı şekilde noktalandı. Oysa laik töreni, Fatih camiinde dinsel tören izleyecekti Şu halde neydi dualarla bezeli üniversite töreninin anlamı ve nedeni?

DİNSEL ÖRTÜLÜ LAİK TÖREN

Giriş duası kısa tutuldu… Yapılan kısa ve özlü konuşmanlar, meslektaşımızın çok yönlü kişiliğine ayna tutuyordu. Türkan Saylan, O’nun en verimli döneminde ve genç yaşta aramızdan ayrılmasına adeta isyan ediyordu…

Hoca/imam ise, isyanı bastırırcasına, ölümü “tadılacak” bir evre/eşik olarak tanımlıyordu. “Ölümü herkes bir gün tadacak” gibi garip, hatta tehlikeli yazıyı görmek için Zincirlikuyu Mezarlığına gitmeye gerek yoktu. Türkel ölümü çoktan tatmıştı hocaefendiye göre. Üstelik, -hakkında yapılan onca güzel konuşmadan sonra-, müteveffayı nasıl bilirsiniz? diye sormaz mı! Hem de üç kez…

Amin sesleri

TEDRİCEN ALIŞMAK…

“Alışırsınız, alışırsınız” derdi Turgut Özal, toplumun tepkisini çeken politika ve uygulamalarını yatıştırmak amacıyla ve özellikle Cumhurbaşkanlığı için… AKP’nin ilk döneminde bu kez kardeş Korkut Özal, bir TV programında Başbakan R. T. Erdoğan’ı, izlediği “tedricen” yöntemi nedeniyle başarılı buluyordu. Yavaş yavaş, adım adım demek istiyordu; eski Başbakan N. Erbakan’ın aksine, kırıp dökmeden, yani korkut’madan…

Olayla ilgisi ne? Üniversite avlusu ve bahçesinde herkes aynı şeyi soruyordu: “imamı kim çağırdı?”

ÇYDD Genel Başkanı Türkan Saylan şaşkın, Minibaş’ın ailesi de öyle; ÜnivDer Başkanı Tahsin Yeşildere, “olamaz” diyordu. İzleyen dakikalarda bir toplantı vesilesiyle görüştüğüm TTB Başkanı Gençay Gürsoy ise, birkaç yıldır böyle bir uygulamaya tanık olunduğunu söyledi…

Sevgili Türkel hakkında çok sayıda ve güzel yazılar yayımlanmaya devam ediyor. Fakat, dinsel ambalajlı laik törene ilişen yazı göremedim. Yoksa “laik kamp” da, “tedricen alışma” sürecinde mi?

Zaten Binnaz Toprak’ın, “Türkiye’de Farklı Olmak-Din ve Muhafazakarlık Ekseninde Ötekileştirilenler” raporu da gündemden kaymadı mı?

‘DEVLETİN RESMİ DİNİ’

Uluslararası platformlarda karşılaştığımız sorulardan:

•“Türkiye’de laikliğin bekçisi ordu değil mi?”

•“Diyanet İşleri Başkanlığı, “Sünni-Hanefi” ekseninde devletin resmi dinini yaratmadı mı?

İkinci soruya verilecek yanıt, ilkine göre daha zor değil mi?

Bir saptama: Avrupalılar, Türkiye’nin laik geleceği üzerinde dolaşan bulutları son yıllarda daha bir gözler hale geldi. Ülkemize ilginin, “kalıp yargılar”ın aşılarak artması olumlu kuşkusuz.

Fakat bu kez, “İslamcı kesim-laik kamp” ayrışmasına dayalı yeni bir kalıp model şekillenmiyor değil. Ankara’dan “muhafazakâr demokrat” ambalajı yapılmış olsa da, Brüksel’in “ılımlı”laştırıcı kılıfı tutmamış olsa gerek, Avrupa pazarında “İslami” vurgu öne çıkıyor. Laik kamp ise, özgürlükler karşıtı ve demokratik olmayan bir “mermer” görünümünde.

Oysa laiklik bekçiliği, ordu bir yana, özgürlükleri ve demokrasiyi içselleştiremeyen kesimlere bırakılamayacak kadar toplumsal tabanlı bir sorun. Unutulan ise, sadece İslami kesimde (AKP’yi destekleyenler) veya laik kesimdeki nüansların ya da Alevilerin varlığı değil; unutulan,Türkiye’de, demokrat-özgürlükçü bir ötekilerin varlığı, azınlıkta kalsalar da.

Sanki biz ne kadar farkındayız bunun? Yoksa, “tedricen” tüm toplum yaşamını kaplayan dalga ile, yine “tedricen” yok olan özgürlükçü demokrat kesimler arasında tersine bir doğru orantı var da, onu Avrupa bizden daha iyi mi görebiliyor?

Nerede kalmıştık? Şimdilik laiklerin başarabildiği(!), Türkel için, ‘nur içinde’ yerine, ‘ışıklar içinde’ “yat” demek. Tabii ki, akademik ortamda dinsel törene yanıt olsun diye değil…

Kokkinakis kararı, laik olmayan Yunanistan’a karşı verilmişti. Soru: Laik Türkiye Cumhuriyetinde din özgürlüğü ne kadar?

Yoruma kapalı.