OHAL DEĞİL, AFET BÖLGESİ…

OHAL DEĞİL, AFET BÖLGESİ…

Emsalsiz ve onulmaz acı, asla unutulamaz ve hiçbir aymazlık hoşgörülemez!

6 Şubat sabahı s.04.17’de ve sonrası, 10 İlimizi vuran ağır deprem felaketi karşısında, yapılması gereken ilk iş, afetlere ilişkin yasal düzenlemeleri etkili bir biçimde yürürlüğe geçirmekti. Bunun yerine, yaklaşık 36 saat sonra ilan edilen OHAL, anayasal ve siyasal tartışmaları haklı olarak öne çıkardı.

7269 sayılı Yasa başta gelmek üzere, afetlere ilişkin yasal düzenlemeleri etkili biçimde uygulamaya koymak yerine, Anayasa madde 119’da öngörülen OHAL ilanı, madde  ölçülülük (md.13) ilkesini öne çıkardı. Şu halde OHAL, gereklilik, elverişlilik ve orantılılık ölçütleri açısından nasıl değerlendirilmeli?

OHAL

Anayasanın 119 uncu Maddesi ile 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanununun 3 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendine Göre Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İllerinde 8/2/2023 Çarşamba Günü Saat 01.00’dan İtibaren Üç Ay Süreyle Olağanüstü Hal İlan Edilmesi Hakkında Karar” (KS: 6785; RG:8.2.23).

AFET BÖLGESİ

Oysa, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı̇yle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, olağanüstü hâl ilanına gerek kalmaksızın, afetle mücadelede idareye önemli yetkiler vermekte. Bu Kanun’un, uygulandığı afet bölgelerinde vali ve kaymakamlara olağan zamanda sahip olmadıkları yetkilerin verilmesi suretiyle özellikle arsa, bina, araç, tıbbi malzeme, ilaç, yiyecek, giyecek gibi mal temini ve afet bölgelerinde askeri güçlerden vali ve kaymakamın talep ettiği yardımların gerçekleştirilmesi  mümkün. Ayrıca, afet bölgesi ilanıyla borç ertelemesi ve  vergi muafiyeti olanağı da sağlanmakta. Haliyle, olağanüstü hal rejimine geçilmeden de yürütmenin ve idarenin elinde depremlerin yarattığı yıkıma karşı kullanılabilecek yeterli araç var.

 

GEREKLİ Mİ?

Şu halde, 7269 sayılı Kanun’un sunduğu olanaklar nedeniyle OHAL ilanı gerekli değil.  Burada tartışılması gereken husus şu: adı geçen 10 ilde alınması gereken önlemler çerçevesinde 7269 sayılı yasa, hangi bakımlardan 2935 sayılı yasa ile öngörülen yetkilere göre eksik kalmakta?

Bu soruya yanıt verilmediği sürece, OHAL ilanı, gereklilik ölçütü açısından karşılıksız kalmakta.

 

ELVERİŞLİ Mİ?

7269 sayılı yasa, alınması afet sırasında gereken önlemlere elverişli yetkiler tanıdığına göre, bunu etkili bir biçimde uygulamak yerine OHAL düzenlemeleri çerçevesinde kullanılacak yetkiler, amacı aşan araçlar olarak elverişli özellik taşımaz.

Bu nedenle, uygulama sırasında, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu çerçevesinde önlemler alınmalı; seçimlere aylar kala depremler bahane edilerek OHAL  Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkarılmamalı.

ORANTILI MI?

Meğer ki OHAL ilanı, açıklanmayan nedenlerle  başka gerekli olanaklar sağladığı varsayılsın; bu durumda dahi, OHAL süresinin (örneğin) niçin bir ay değil de üç ay olduğu belirsiz. Kaldı ki, 7269 sayılı Kanun’da, vali ve kaymakama tanınan olağanüstü yetkiler için olağan olarak 15 günlük bir süre belirlenmişken ilan edilen OHAL için öngörülen üç aylık aşırı uzunluktaki sürenin hiçbir açıklaması yok.

 

 ÜÇLÜ TEST YAŞAMSAL

Güncel ölçülülük testi ötesinde, şu üçlü test de gerekli: işlemler, zaman ve an itibariyle.

İşlemler bakımından; yapı hukukuna ilişkin etkili düzenleme, denetleme ve yaptırım.

Zaman bakımından; düzenleme, denetleme ve yaptırım üçlüsünün doğal afet öncesi, esnası ve sonrası uygulanması ve etkililik derecesi.

An olarak; merkezi ve yerel yönetim işbirliği, konuyla ilgili uzman kuruluşlar ve STÖ’leri dışlamadan ulusal dayanışma gerekliliği.

Çok acı, ama gerçek şu:  1999 depreminden bu yana, ‘düzenleme, denetleme ve yaptırım’, etkili biçimde uygulamaya geçirilmedi. Haliyle, doğal afet öncesi işlemler, bilimsellik testinden geçirilemedi. Dahası,- an olarak- doğal afet kurtarma çalışmaları, Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme’nin keyfiliği ile damgalandı.

 

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 9 Şubat 2023)

Yoruma kapalı.