“Ville rose” deniyor Toulouse’a. 1999-2015 arası siyasal bilimlerde çok ders verdim. Şubat 2000’de Hukuk Dekanı H. Roussillon’un davetiyle Limoges’dan geldim. Ders-konferans, ayakta ve elde tebeşirle aralıksız üç saati aşınca, ‘yeter mi?’ sorusunu Dekan, ‘tartışmaya da zaman kalsın’ diyerek yanıtladı. Tartışmalar, akşam yemeğinde de sürdü.
KOPENHAG’DAN ANKARA’YA
Aralık 1999’da AB adaylığı ile reform çalışmaları hızlandı, Türkiye’ye ilgi canlandı.
Tuluz, bu ilgi zincirinde yer alıyordu. Marmara Üniversitesindeki dersleri aksatmayacak şekilde Avrupa’da ve Üniversitelerinde dersler ve toplantılar sürüyordu.
Ankara’da TBB’de 2000’de başladığımız Anayasa ve İnsan hakları çalışmalarına 2001’de BM İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi (İHEOYUK) eklendi; 2002’deki İnsan Hakları Danışma Kurulu (İHDK) üyeliğim, üyelerin seçimi ile 2003’te başkanlığa dönüştü. Yargıç ve savcıların İnsan Hakları formasyonundan sorumlu İHEOYUK üyesi idim.
2000-2005 nefese geçen yıllardı Anadolu-Ankara-İstanbul ve Avrupa hattında.
Özellikle Fransa’daki ders ve toplantı aralarında bile sürekli telefon, faks ve başka iletişim araçları kullanıyordum, Avrupa Konseyi ile yürüttüğümüz İH eğitimi programlarında en etkili uzmanlara ulaşmak için.
AB ile müzakere kapısı aralanınca, İHDK tasfiyesi, AKP’nin ilk işi oldu. “Siyasal İslam”(AKP-Cemaat ittifakı) dönemine acı bir tanıklıktı İH deneyimi…
YA SİYASAL İSLAM?
Her seçimde bir mağduriyet üretti ve sandıkları sıklaştırdı. 2007 seçimleri ardından, artık gerek kalmadığı halde, yine de Anayasa sandığı kurdu.
Bütün kamu görevlilerini yıldırarak, “mezardan seçmen çıkarma” söylemine varan ve ‘yetmez ama evet’le yedeklenen seferberlik, 12 Eylül 2010 Anayasa sandığına taşıdı seçmenleri.
Haziran 2011 seçimleri “Siyasal İslam” ittifakının son zaferi oldu. KHK’ler yoluyla ‘merkezleştirici’ yönde rejim değişikliği için düğmeye basıldı. Anayasa Uzlaşma Masası, Kasım 2013’te dağıtıldı.
Siyasal İslam içi çatışma, 17-24 Aralık sürecinde zirve yaptı ve 2015 seçimlerinde AKP çoğunluğu kaybetti.
Nisan 2004 seçimlerini Kasım 2002’ye çekmeye öncülük ederek AKP’ye iktidar yolunu açan MHP, bu kez ‘devam’ dedi. 16 Ekim 2016’da ise, Anayasal yıkımın kapılarını yine aynı parti başkanı açtı.
HANGİ CUMHURİYET?
Ne var ki 2023’te, MHP de yetersiz kaldı ve kanadı kırılmış siyasal İslam, bu kez eski Hizbullahçılar dahil yeni müttefiklere yöneldi.
Türkiye Cumhuriyeti, İslam Cumhuriyeti’ne dönüştürülebilir mi?
Siyasal İslam ile savaşta bilişim çağı, Cumhuriyet lehine. Yurttaşlar, bilgi ve bilimin dünyevi yaşam için olduğu bilincinde. Siyasal İslam’ın inanç ve din sömürüsünü anlamak için kur korumalı mevduat örneği yeter.
Demokrasi umudu için çok neden var; bilgiyi ve bilimi bu yönde kullanmak için geceli gündüzlü çalışmak kaydı ile.
Nitekim, 14 Mayıs gecesi 31 Mart için seferberlik çağrısı, metropol yönetimlerinin “siyasal İslamı” tökezleten siperler olmasından.
BİLGİ VE BİLİMİN GÜCÜ
“Görev-yetki+ sorumluluk bakımından Anayasa değişikliği” (02.02. 2017, BirGün), 20 Şubat’ta görüşmek üzere diye ayrıldığım Sorbonne’dan yazdığım son yazı. 7 Şubat gecesi KHK’zede oldum. Siyasal İslam içi çatışma “muzafferi”! Parti, saflarındaki FETÖ işbirlikçilerini ‘kurtarmak’ için benim gibi dünveyi hukuk savunucularını katletti.
TBMM çerçevesinde gerçekleştirilen hiçbir yurtdışı seyahate katılmadım, katillerle birlikte olmamak için; ders önerilerini de, yasama çalışmaları ve pasaportsuz KHK’zedelere saygı adına çevirdim.
7 Şubat gecesi OHAL KHK’si ile bütün haklarımdan yoksun kılmayı amaçlayanlar, 16 Nisan öncesi, Anadolu’da Anayasa’ya hayır! konuşmalarımı ve Skype yoluyla Sorbonne derslerimi engelleyemedi; ne de seçilmişlik sıfatımı ve uluslararası bilimsel etkinliklerimi!
Sorbonne’daki son yazımdan sonra, “bellek tazelemesi” üzerine Université Toulouse Capitole’den bu ilk yazım, demokratik Cumhuriyetçiler için: bilgi, birikim ve kazanımlar farkındalığı ve güçlü birliktelikler oluşturmak umuduyla.
İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 21 Eylül 2023)