SEÇİM SEFERBERLİĞİ SAPKINLIKLARI VE SANDIK

SEÇİM SEFERBERLİĞİ SAPKINLIKLARI VE SANDIK

Haziran 2018 seçimleri üzerinden 4 yıl altı ay geçti; 2023 seçimlerine ise, 6 ay bile kalmadı. Sandık tarihi yaklaştıkça seçim sapkınlıkları da sıklaşmaya başladı. ( Sapkın, doğru yoldan ayrılmış olan (Türkçe Sözlük, TDK, s.2031).

En geç 18 Haziran’da yapılacak seçim sandığına giden yol belirsizlik ve tuzaklarla dolu.

Seçmen iradesinin sandığa düzgün biçimde yansımaması ve sonuçlanmaması için ilan edilen bir tür seferberlikte, Kişi+Parti+Devlet birleşmesi belirleyici.

Sevk merkezi, Saray. Ne kadar kişinin çalıştığı, statülerinin ne olduğu, ne kadar harcama yapıldığı bilinmiyor; tıpkı, inşaatının bilinmezleri (hukuk süreci ve maliyeti vb) gibi. Bilinen şu: Yürütme, politika tekeline sahip tek kişide. Bu nedenle, 9 politika kurulunun başkanı da aynı kişi.

Buna karşın Saray, siyaset  sarmalında.

Anayasaca siyaset dışı tutulan CB yardımcısı ve bakanların çoğu, adeta  “siyaset sarhoşu”:

Yürütme ve siyaset tekeli,  “talimatları” ile hareket ettikleri şahsa ait olduğu halde sevdaları,  “siyaset çamuru”.

Bütçe görüşmeleri vesilesiyle TBMM adeta bir “siyaset sahası”. Öyle ki, CB yrd. ve bakanların çoğunun söz ve tavırları, “boynum, kıldan ince kılıçtan keskince” deyişinin teyidi:

-“Talimat”  söylemi sürekliliği: Saray’a karşı ‘boynum kıldan ince’, istifa hakkım bile yok.

-“Seçim siyaseti” sürekliliği: 2002 seçimlerinden bu yana sürekli seçimlere girmiş ve bu serüvenleri 2071’e kadar devam edecekmiş gibi, TBMM’deki demokratik muhalefete yönelik söylemleri, ‘boynum kılıçtan keskince’ tavrını sergiler gibi. Örnek:  ‘Cumhurbaskani adayi diye bir vesayetci aradiginizi biliyoruz. Guclendirilmis degil küflendirilmis sistem onerilerinizle bu millete geri adim attiramayacaksiniz’ (F. Oktay, Cb yrd.,TBMM, 16.12)

Sapkınlıklar serisinden seçmeler:

 

S.1: YASALAR

Seçim Kanunu değişikliği ile “Türk seçim hukuku ilkeleri” çöpe atıldı.

Sansür yasası ile, düşünce ve ifade özgürlüğünün asgari gerekleri yadsındı.

Vergi Usul…”  torba yasası ile,  “inanç mı, para mı” ikilemiyle Alevi toplumuna nifak sokuldu.

Elektrik Piyasası…” torba yasa önerisine,  ‘piyasa ekonomisi’ dahil Anayasa’nın emredici birçok hükmünü askıya alacak ve özgürlükleri boğacak birçok madde tepiştirildi.

Liman: Anayasa Mahkemesi esastan iptal kararına karşın, sözleşme süresi dolan liman işletme hakları, 49 yıllığına uzatılacak.

OHAL: OHALİİK dosyaları ilgili kurumlara aktarılarak OHAL örtülü biçimde sürdürülecek.

-Sendika:  Toplu sözleşme üzerinden  kamu görevlileri sendikaları arasında ayrımcılık derinleştirilecek

Bütçe: Kaynağı ve harcama kalemleri meçhul 200 milyarlık borçlanma yasası, geçmişe yürütülecek.

 

S. 2: ANAYASA DIŞILIK

Anayasa bütününde çok sayıda emredici ve yasaklayıcı hükmün ihlali olarak,  hukuk dışı uygulamalar süreklilik kazandı. Öncü Saray; ancak  TBMM de, AKP-MHP’nin  talimat algısıyla Anayasa’ya açıkça aykırı yasaları oylayabiliyor.

Siyasal nitelikli yargı kararları, Saray güdümündeki savcı ve yargıçların, adil yargı adına yüz kızartıcı iddianame ve kararlara imza atmaları yetmiyormuş gibi bunlara, açıklamalar da eklendi.

İBB Başkanı Sn E. İmamoğlu kararı ve YSK Başkanı’nın ihsas-ı rey oluşturan açıklaması, seçilmişlere yönelik Saray operasyonlarının son örneği.

 

S. 3: ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Gol atmaya benzetilen Anayasa değişikliği, konu, zaman, ortam ve koşullar bakımından anayasacılık sürecine tamamen yabancı olup, bir cinsin ‘saç teli’ne ve ‘aile tanımı’na indirgendi.

Bu fırsatçı girişim de seçim sandığına endeksli: Demokratik muhalefeti (CHP, HDP, İYİ P. vd.) ve seçilmiş temsilcilerinin çoğunu hapishanelere doldurduğu Kürt seçmenlerin oylarını parçalamak.

Değinilen her sorun, ayrı yazıların konusunu oluşturacak nitelikte.

Özetle; eçim güvenliği, sandık ve oy günü ile sınırlı değil; seçim yolu, sürekli tuzaklarla bezeli. Hepsi, siyasal iktidarın eldeğiştirmesini önlemeye yönelik. Bu nedenle, ‘Mesele para ise, gerisi teferruat, iktidar bekası ise, gerisi tufan’!  zihniyetine karşı, ‘Mesele vatan ise, gerisi teferruat’ anlayışına yaraşır yol ve yöntem üzerine yoğunlaşma zamanı.

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 22 Aralık 2023)

Yoruma kapalı.