TARİKAT VE CEMAATLER PENÇESİNDEKİ TÜRKİYE

TARİKAT VE CEMAATLER PENÇESİNDEKİ TÜRKİYE

Cemaat ve  tarikat adı altında  hukuk dışı  palazlanmalar veya Anayasa dışı işlem ve eylemleri alışkanlık haline getiren anayasal kuruluşlar, “kişi+parti+devlet” birleşmesi sürecinde daha görünür oldu ve azgınlaştı:

-FETÖ’den İsmailağa cemaatine uzanan  yasa ve ‘kayıt dışı’ (C. Çiçek) örgütlenmeler,

-Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) gibi kurumların Anayasa dışı işlem ve eylemleri,

-Devleti temsil yetkisi ile donatılan makamların dini siyasete alet etmesi.

“Din istismarı”, kamu yönetimini çökertti. KPSS hırsızlığı ile iki haftadır bir kez daha çalkanan Türkiye, “Cemaatler pençesi”ni  kırabilecek mi?

ÖSYM başkanlığına atanan prof.un  ilk işi,”cemaat başına övgüler dizen”  iletisini silmek olmuş.

 

DİN İSTİSMARI

Din ve vicdan özgürlüğünü güvenceleyen md.24, sınırlama ve yasaklama kurallarını da koyuyor.

Kötütüye kullanma” yasağı, çok yönlü ve kapsamlı:

Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, din veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz”.

Bu yasağın sürekli çiğnenmesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik (dünyevi) niteliğini kemirmekte.

 

NESNELLİK VE SAYDAMLIK

Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez” (md.70) kuralı da,  en çok ihlal edilen diğer madde (Any., 70).

Aralarındaki ilişki şöyle:  liyakat ilkesi, din özgürlüğü kötüye kullanılarak zedeleniyor. Bunda, mezhep ve tarikat temelinde hukuk dışı fiili örgütlenmeler olarak cemaatler başköşeyi tutmakta, resmi unvanlı kişiler de araç işlevi görmekte.

KPSS benzeri  toplu sınavlar, md. 70’in amacını gerçekleştirme aracı.

Bu ise,  önceden belirlenmiş kurallar gereği ve saydam bir uygulama ile olur. Tersi durumda, liyakat ilkesi, bir söylemin ötesine geçemez.

Test sınavları nesnel bir biçimde gerçekleştirilse bile, ‘sözlü sınav’, yandaşları kayırma eşiği olarak kullanılıyor. Bu nedenle, mülakat  yapılmamalı, veya nesnel ve saydam olmalı.

 

GÜVENLİK VE ARŞİV

Ne var ki, AKP-MHP’ce oylanan yasalar, yargıç ve savcılardan öğretmenelere, bekçilerden askerlere kadar, nesnellik ve saydamlıktan uzak ,Anayasa’ya ve  AYM kararına aykırı sözlü sınav düzenlemeleri  ile bezeli.

 Sınavda başarılı adaylar, kamu görevine giriş için, bu kez, Anayasa’ya aykırı bir biçimde öngörülen ve uygulanan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması (GS-AA) engelini de geçmek zorunda.

Bunda da belirleyici ölçüt, siyasal saik oldu ve   kamu görevine girişin ayrıksız koşulu koşulu “liyakat ilkesi” hiçe sayılarak,  Anayasa’ya aykırı olan GS-AA Yasası(7315  sy.),  TBMM’ye karşı, AKP-MHP  ‘darbesi’ yoluyla oylatıldı.

 

LİYAKAT DEĞİL, TARİKAT

-AKP iktidarında FETÖ ortaklığı ile merkezi sınavlara ilişkin soru çalma, şifreleme gibi birçok iddia gündeme geldiği gibi ortaklık sona erdiğinde bu hususlar yargılama konusu oldu. Fakat bu yöntemle kamuda birçok alanda liyakatsiz atamalar yapıldı.

Liyakat ve hukuk eksiği, 15 Temmuz darbe girişimine elverişli bir zemin hazırladığı halde AKP, yeni  ortaklarıyla  benzer zaafları sürdürmekte.

-KPSS skandalı sonucu görevden alınan ÖSYM başkanı için, MHP’nin referansının;  yeni atamada ise, liyakat ve bilim yerine,  bir cemaatin etkili olduğu ileri sürülmekte.

Kamuda  genel çürümüşlük,  son yirmi yılın ürünü .

 

HUKUKA DÖNÜŞ İÇİN..

-Dini, sahtekarlık ve  hırsızlıkları  örtbas etme aracı olarak kullanmaktan çıkarmak,

-Türkiye’yi  cemaat ve tarikat pençelerinden kurtarmak,

-DİB gibi  resmi  kuruluşları, anayasal amaçlarına yönlendirmek,

-“Kişi+parti+devlet” birleşmesi yerine, yasama/yürütme/yargı ayrılığını sağlamak,

-Kamu yönetiminde liyakat ve hukuku egemen kılmak için,

Yurttaşlar ve toplum, CHP öncülüğünde kurulan 6’lı masa bileşenlerinden dünyevi hukuk yolunda kararlı adımlarına ivme kazandırmasını bekliyor.

 

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 11 Ağustos 2022)

Yoruma kapalı.