Tek adam / Anayasa / halk yönetimi

Tek adam / Anayasa / halk yönetimi

Köşe yazımın başlığı:

“CHP için öncelik; seçim değil sistem, iktidar değil Anayasa” (26.09.19).

Üzerinden 23 ay geçti; zamanında bile yapılsa seçimlere  sadece 21 ay kaldı. Son iki yılda ne oldu?

  • Tek adam yönetimi çöktü,
  • Anayasa arayışları somutlaşamaya başladı,
  • Demokratik Cumhuriyet gereksinimi  yaşamsal hale geldi.

 

ÇÖKÜŞ TOPYEKÜN

‘Tek adam yönetimi’ için,  2017 kurgusu ve uygulaması bağlamında, ‘Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme (PBYDBY) nitelemesi daha gerçekçi.

Çöküş, çok yönlü ve ağır:

Toplumsal:  Ötekileştirme ve ayrıştırma, Cumhur İttifakı yöneticilerinin misyonu gibi

Sağlık:  Anayasa’ya aykırı birçok yasak uygulayan PBYDBY, kitlesel ölümleri seyrederken, yasal dayanağı bulunmasına karşın zorunlu aşı uygulayamıyor.

İktisat: Yönetimle özdeşleşen soygun düzeninde, gelir dengesizlikleri derinleşirken kitlesel yoksulluk yaygınlaşıyor.

Çevre:  Kolluk güçlerinin de amaç dışı kullanımıyla sürekli “çevre suçu” işliyor.

Dış politika: Havaalanı işletmesi için bile Taliban’a adeta yalvarılıyor.

Hukuk: En temel hukuk kurallarını bile çiğnemekte sınır tanınmıyor.

Kısacası, PBYDBY’nin üç yıllık uygulaması, 2017 Anayasa ‘hayır bloku’ kaygı ve  eleştirilerini doğruladı. Çöküş,  demokratik arayışlara ivme kazandırıyor.

 

ANAYASA GÜNDEMİ

Önceliğin sistem ve Anayasa olduğunu vurguladığım yazımdaki kaygılar da doğrulandı.  Ülkesel  sorunu “aday tartışmasına hapsedip”  sürekli bilgi kirliliği yaratma çabası içinde olan PBYDBY yandaşı medya, demokrasiye inançsızlığını da hep dışa vurur: ‘Erdoğan’ı devirmek istiyorlar’.

‘Sistem ve anayasayı, Türkiye’nin öncelikli sorunu’ olarak gören demokratik muhalefete, ‘Anayasa sayfası 16 Nisan 2017’de kapandı’ nakaratı ile tepki veren Cumhur İttifakı, 1 Şubat 2021’de ‘şimdi anayasa zamanı’ demez mi?

Böyle bir çıkış, iktidara henüz gelen bir siyasal çoğunluğun anayasayı yenileyerek Devleti yönetmek istediği yanılsaması görüntüsü verse  de, bir özeleştiri aslında: ‘dört yıl önce mutlak doğru olarak dayattığımız metin sürdürülebilir değil’.

Bu gözlem, dört yıldır anayasa gündemini sıcak tutan demokratik muhalefet tarafından tek yönlü olarak okunmamalı: özeleştiri izlenimi uyandırsa da, Türkiye’nin gerçek anayasa gündemini gölgeleme ve saptırma amacı açık.

 

SEÇİM MALZEMESİ

Amaç, anayasa gündemini seçim kaldıracı olarak kullanmak. 2017’de yapılan: “Anayasa’ya evet oyu, benim iktidarımı onaylamak demek”: “plebisiter halkoylaması” (metin ve konudan çok kişinin oylanması). 2023’te ise, tersini söyleyecekler: “eğer bizi iktidar yaparsanız, biz de sizin için anayasa yapacağız”.  Bunu,100. Yıl armağanı! Pişkinliği ile sunabilirler. Bu ise, “seçimi anayasa halkoylamasına çevirmek” demek.

Bu süreçte bekçileri bile, oy devşirme seferberliğine koşacakları kestirilebilir.

 

HALK YÖNETİMİ

Tek adam yönetimi için can simidi’ olarak   tezgahlanan anayasa tuzağı karşısında, demokratik Cumhuriyet yanlısı partiler ve yurttaşlar, ortak paydalar geliştirmeli. İşte ortak söylem için ipuçları:

1)Seçim öncesi:

-Toptan çöküş nedeni, PBYDBY’dir; anayasa gündemi ise, bir saptırma ve seçim kaldıracıdır; tek adam yönetimi anayasa ile bağdaşmaz.

-Demokratik hukuk devleti Anayasası, ana hedef olup, somutlaştırılmalı.

-Toplumsal ve siyasal sorunları,  ancak hukuk yoluyla demokrasi  çözebilir.

2)Geçiş dönemi:  Cumhurbaşkanı, parti başkanı olmayacağı için, Devlet Başkanlığı ve Yürütme yetkisini, yardımcıları ile birlikte  kurul halinde (kolejyal)  kullanabilir. Saray’da oluşturulan ve bakanlıklara paralel  kurulları kaldırabilir. Bakanları danışma niteliğinde ve dayanışma içinde bir kurul şeklinde toplayarak, parlamenter rejime giden yolu hazırlayabilir.

3)Anayasa değişikliği:  Seçim öncesi ve geçiş dönemi hazırlığı ile her iki seçimi kazanan demokratik muhalefet, o zaman, parlamenter rejim Anayasa değişikliği için TBMM aritmetiğini bile  esnetebilir ve  toplumsal desteği genişletebilir.

Bunları tartışabildiğimiz ölçüde, PBYDBY yandaşlarının ‘adayınız kim?’ vb sorularla gündem saptırmasına karşı Türkiye’nin gerçek gündemini oluşturabiliriz. Bilgilenme hakkı temelinde anayasal kamuoyu, demokratik Cumhuriyet yolunun kilometre taşı olarak görülebilir. Ayasofya-Taliban (mezhep) ekseninde ivme kazandırılan  siyasal ayrıştırma (monokrasi) karşısında, yurttaşlık-laiklik-eşitlik (Cumhuriyet) üçlüsünde birleştirme (demokrasi)  görevi, yaşamsaldır; ‘yurtta barış, dünyada barış’ için de.

İbrahim Ö. Kaboğlu  (BirGün, 2 Eylül 2021)

Yoruma kapalı.