YARGI  ELİYLE “YARGISIZ İNFAZ”…

YARGI  ELİYLE “YARGISIZ İNFAZ”…

TBMM’de 20 Mayıs 2016 günü “GEÇİCİ  MADDE 20”  olarak Anayasa değişikliği kabul edildi.

Şöyle: “ Bu maddenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildiği tarihte; soruşturmaya veya soruşturma ya da kovuşturma izni vermeye yetkili mercilerden, Cumhuriyet başsavcılıklarından ve mahkemelerden; Adalet Bakanlığına, Başbakanlığa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığına intikal etmiş yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, bu dosyalar bakımından, Anayasanın 83 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz”

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde; Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığında, Başbakanlıkta ve Adalet Bakanlığında bulunan yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyalar, gereğinin yapılması amacıyla, yetkili merciine iade edilir.”(R.G.: 7/06/2016).

Bu madde ne öngörüyor?

  • 20 Mayıs 2016: Belli mercilerden, yine belli mercilere intikal etmiş bulunan dosyalar.
  • “Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri”.
  • 22 Haziran 2016 tarihine kadar yetkili yargı merciine iletilme.
  • bU dosyalar hakkında Anayasa md.83/2, cümle 1 uygulanmaz: “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz”.

Görüldüğü gibi, Anayasa’nın bu geçici hükmü, zaman, statü, usul ve sonuç bakımından istisnai ve geçici bir düzenleme yapıyor. Basit deyişle, 20 Mayıs 2016 günü kişi milletvekili olacak; dokunulmazlık dosyası bulunacak; bu dosya, sayımla belirlenen mercilerden yine sayımla belirlenen diğerlerine intikal etmiş olmalı; aynı şekilde yargı mercilerine yine nihai sınırı belirlenmiş olan tarihe kadar iade edilmiş olması.

Neden bunları yazıyorum? Bu metin o denli açık ki,  anlamak için savcı veya hâkim olmak gerekmediği gibi hukukçu olmaya da gerek yok; hatta diplomalı olmaya bile gerek yok.

Mesela ben, 24 Haziran 2018 seçimlerinde, söz konusu düzenlemeden tam iki yıl sonra milletvekili seçildim.  Ne var ki,  Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM), Geçici md.20’yi, açıkça Anayasa ihlali oluşturan kararının gerekçesi olarak kullanabiliyor.

Hangi davada? Barış akademisyenleri davasında.

Siyasal baskı ve yönlendirme ile yürütülen BAK davalarında, dün itibarı ile yeni bir aşamaya geçildi.

Neden ve nasıl?

“Sanığın yargılandığı suçun niteliği dikkate alındığında T.C. Anayasası’nın 83/2. Maddesinde belirtilen istisnai hallerden olmadığı, T.C. Anayasası’nın  83/2. Maddesine göre milletvekili seçildiği an itibariyle yasama dokunulmazlığını elde ettiği, bu nedenle sanık hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasının şartının ortadan kalktığı sübut olduğundan,… kamu davasının DURMASINA” şeklindeki karara (Ank.15.A.C.M., 04.10.2019) karşın, 18. ACM, dün, bunun tam tersi yönünde bir karar verdi:

“Anayasanın 83/2. Maddesinde milletvekilinin yargılanmama hali düzenlenirken aynı maddede Anayasanın 14. Maddesindeki durumların bu hükmün dışında kaldığının net olarak belirtildiği, yine Anayasanın geçici 20. Maddesinin de bu doğrultuda olduğu, sanığa atılı suçun niteliği gözetildiğinde Anayasanın 14. Maddesi kapsamında  kovuşturma usulü yönünden istisnaya tabi tutulan suçlardan olduğu, bu duruma göre sanık hakkındaki mahkememizce yapılmakta olan kovuşturmada sanığın yasama dokunulmazlığının “kendiliğinden kaldırılmış” olduğunun kabulü gerektiği,….kovuşturmanın durdurulması talebinin reddine, “.

 Bir “yargısız infaz” vesikası olan bu karar, Mahkeme’de ifade ettiğim üzere, Anayasa ihlalinin ötesinde, bir hukuk katliamı: “Anayasa dışı olduğunu bile bile sırf hukuka olan inancım gereği geldiğim bu duruşmada verilen bu karara rağmen hukuk umudu yolunda mücadele devam edeceğim…”

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 28 Şubat 2019)

 

Yoruma kapalı.