PİLOT KARARLAR VE TBMM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

 PİLOT KARARLAR VE TBMM YÜKÜMLÜLÜĞÜ

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) pilot kararları gereği,  TBMM  yasal düzenleme yapmakta daha fazla gecikmemeli.

Pilot kararlara göre; yasama erki tarafından yapılan ve yasa adı verilen hukuki işlem, öngörülebilir, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olma bakımından belli özellikleri yansıtmadığı sürece, adı yasa olsa da, maddi (içerik) olarak yasa sayılamaz. Yasal nitelik taşımayan maddeler,  yürürlükte oldukları sürece sistematik hak ihlallerine neden olacakları için değiştirilmeli, yeniden düzenlenmeli veya yürürlükten kaldırılmalı. Dahası, yasama organı benzeri düzenlemelerden kaçınmak ve adil yargılanma hakkı doğrultusunda düzenlemeler yapmak yükümlülüğünde. TBMM’nin pozitif yükümlülükleri, üç başlık altında toplanabilir:

Doğrudan olumlu yükümlülük: İHAM ve AYM’nin pilot kararları konusu olan yasa maddelerine ilişkin düzenleme olarak TBMM, kaldırma (TCK, md.299 örneği), yeniden düzenleme veya kaldırma (TCK, md.301 örneği) veya değiştirme (TCK, md.220 örneği) yükümlülüğünde. Yasal düzenleme, yargı kararlarında belirlenen ölçütleri dikkate almalı. Düzenlemede gecikme ise, ‘ihmal yoluyla Anayasa’ya aykırılık’ anlamına gelmekte ve yasama organını hak ihlali makamına dönüştürmekte.

Yasama etkinliklerinde benzeri düzenlemelerden kaçınmak: TBMM, yasal düzenlemelerde genel olarak, İHAM ve AYM kararlarında vurgulanan niteliğe ilişkin ölçütlere dikkat etmeli.

Adil yargılanma hakkı gereklerini yerine getirmek AYM önünde bireysel başvuru yolunun etkili olabilmesi için, yargı bütününde adil yargılanma hakkı ilkelerini geçerli kılacak düzenlemelerin ivedi olarak yapılması gerekiyordu. Bu yapılmadığı gibi, 2017 Anayasa değişikliği ile yargı bütünü, “parti başkanlığı yoluyla devlet başkanlığı ve yürütme”  güdümüne konuldu. Bunun sonucunda, yürürlükte olan ve adil yargılanma gerekleri ile örtüşen hükümlerin bile uygulanması zorlaştı.

 

TBMM, mevzuatı, pilot kararlarla uyumlu kılmada gecikmemeli:

1) TCK, Md.301: İHAM,  Akçam/Türkiye,  25 Ekim 2011

İHAM, TCK md.301’in kullandığı kabul edilemez derecedeki geniş sözcüklerin, etkileri açısından yarattığı öngörülebilirlik eksikliği nedeniyle,  İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) madde 10/2 anlamında bir “kanun” oluşturmadığına hükmederek, özellikle, “Türklük” kavramının “Türk Milleti” şeklinde değiştirilmesine rağmen, Yargıtay tarafından yine aynı şekilde anlaşıldığı için, bu kavramların yorumlanmasında değişiklik veya temel bir farklılık olmadığını ifade etmiştir.  Yargının yorumladığı biçimiyle madde 301’deki sözcüklerin kapsamı, çok geniş ve belirsizdir ve bu nedenle düzenleme, ifade özgürlüğü hakkının kullanılması önünde sürekli bir tehdit oluşturmakta.

2) TCK, m.220/6: İHAM, Işıkırık /Türkiye, 14.11. 2017; AYM, H. Yakut,  10/6/2021.

Anayasa Mahkemesi’ne göre; Somut olayda başvurucu hakkında uygulandığı hâliyle terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunun düzenlendiği 5237 sayılı Kanun’un 220. maddesinin (6) numaralı fıkrasının içerik, amaç ve kapsam itibarıyla belirli olduğundan söz edilemez. Çünkü söz konusu hüküm, Anayasa’nın 34. maddesi ile korunan anayasal hakkına yönelik keyfî müdahaleye karşı başvurucuya yasal bir koruma sağlayamamaktadır. 

İhlalin bizzat kanun hükmünün lafzına dayalı yapısal bir sorundan ve derece mahkemelerinin kanuna ilişkin geniş yorumundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Öte yandan somut başvuru bağlamında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi anayasal koruma altında bulunan temel hak ve özgürlükler ile bağlantılı olarak örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilen pek çok dosyanın Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru konusu yapıldığı da bilinmektedir.

İlgili kanun hükmü yürürlükte olduğuna göre derece mahkemeleri tarafından yeniden yargılama yapılması yoluyla ihlalin giderimi mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla ihlalin ve sonuçlarının giderilebilmesi ve benzeri yeni ihlallerin önüne geçilebilmesi için ihlale yol açan kanun hükmünün gözden geçirilmesi gerek”ir.

3) TCK, md.220/7: İHAM, İmret/Türkiye, 10 Temmuz 2018

TCK md. 220/7 madde bağlamında,  hapis cezası biçimindeki ağır cezai yaptırımın uygulanması için potansiyel bir dayanak oluşturacak eylemler öyle geniş bir yelpazeye yayılmaktadır ki, ulusal mahkemelerce genişletici yorumu da içerecek şekilde anlaşılacak madde sözü, kamu makamlarının keyfi müdahalelerine karşı yeterli düzeyde koruma sağlayamamakta.

4) TCK, md.314: İHAM, Selahattin Demirtaş/Türkiye, 22 Aralık 2020

Ceza Kanunu’nun 314. maddesi uyarınca ceza gerektiren ciddi suçlarla bağlantılı olarak tutuklanmayı haklı kılabilecek eylemler yelpazesi oldukça geniştir ve dolayısıyla, ulusal mahkemelerin yorumunu da içerecek şekilde anlaşılacak madde içeriği, ulusal makamların keyfi müdahalelerine karşı yeterli koruma sağlamamakta.

5) TCK, md.299: İHAM, Vedat Şorli/Türkiye, 19 Ekim 2021

TCK m.299’un İHAS madde 10’a aykırı olduğuna hükmeden İHAM, kararında, hakaret alanında devlet başkanına özel olarak yüksek seviyeli bir koruma sağlanmasının, Sözleşme’ye uygun olmadığını hatırlatarak, devletin devlet başkanının itibarını korumaktaki çıkarının, hakkında haber verme ve görüş ifade etme hakkına karşı ona bir ayrıcalık ya da özel koruma tanınmasını haklı kılamayacağını belirtmiştir.

6) İnternet Yayınlarına Erişim Engeli: AYM KARARI/Keskin Kalem Yay..: 27/10/2021.

Anayasa Mahkemesi, sulh ceza mahkemelerinin internetteki haberlerin erişime engellenmesi kararları ile ilgili verdiği “pilot kararında”, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlemesi Kanunu’nun erişimin engellenmesi kararlarına yönelik 9. Maddesinin değiştirilmesi gerektiğine hükmetti. Kararda, erişime engelleme kararı veren sulh ceza hakimliklerinin hiçbirinin söz konusu haberlerin şeref ve saygınlığı nasıl zedelediğine kararlarında yer vermedikleri, gerekçeli kararlarda, basının görev ve sorumluluklarına uymadığı tespitinin neye göre yapıldığının açıklanmadığı belirtildi.

Mevzuatın, basına güvence sağlamadığını saptayan AYM, yapılacak düzenlemenin içermesi gereken hususları da sıraladı. AYM gündeminde olan başvuruların görüşülmesinin bir yıl süreyle ertelenmesine karar verildi. Karara bağlanan dosyalarda ise yeniden yargılama yapılmasının zorunlu olduğu belirtildi.

Sonuç olarak; AYM’nin ve İHAM’ın pilot kararları doğrultusunda  yasal düzenleme yapmak için TBMM, daha fazla gecikmemeli.

İbrahim Ö. Kaboğlu (BirGün, 31 Mart 2022)

Yoruma kapalı.