Aynı konuda iki yıl arayla iki yasa. İlki, 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanun (ÖMK-1); gündemdeki, Öğretmenlik Mesleği Kanun Teklifi (ÖMK-2).
Milli Eğitim Komisyonu Başkanı M. Özer, ilkinde MEB’di. Ama TBMM’deki görüşmelere hiç katılmadı. Görevdeki Bakan Y. Tekin de, ikinci teklif görüşmelerine katılmıyor. Oysa her iki öneri Bakanlıktan geldi.
İlkinde, CHP, HDP ve İYİ P.’nin yapıcı eleştiri ve önerilerinin hepsini AKP-MHP koalisyonu geri çevirdi. İkinci teklif görüşmeleri son dakikada ertelendi.
Süreç, ‘yasama cılkı nasıl çıkartılır?’ sorusunun da yanıtı.
Ö.MESLEK K.-1
Milli Eğitim Komisyonu(10.01.22): “Sayın Başkan, 90 komisyon toplandı… 52’sine fiilen katıldım, 48’ine ya muhalefet şerhi yazdım ya da katkıda bulundum. İlk kez bir Başkan, ‘Hayır, Komisyon dışından gelen bir kişi anayasallık üzerine de olsa konuşamaz’ dedi. Bu da siz oldunuz.”. Bu tepkim ve CHP Grubu’nun itirazı üzerine Komisyon Bşk. E. İşler söz verdi. Uyarı ve önerilerim karşısında AKP-MHP’li vekiller, konu dışı laf atma yarışı ile yetindi.
“…AKP-MHP ittifakı, öğretmen atamalarında liyakat ilkesini sistematik şekilde çiğnemek, ülkemizin yetenekli gençlerinin önünü kesmek ve haklarını gasp etmek için bu kanun teklifini getirdi… Bu yasak savmaya yönelik, özensiz biçimde hazırlanmış ve kötü Türkçeli teklif; ataması yapılmayan öğretmenler sorununu çözmediği, sözleşmeli öğretmenlere kadro vermediği, engelli öğretmenleri kapsamadığı gibi oluşumu bile belli olmayan Adaylık Değerlendirme Komisyonu öngörerek, siyasi kadrolaşmayla, bugünkü yetenekli öğretmen adaylarının kamu hizmetine giriş hakkını ve gelecek kuşakların nitelikli eğitim alma hakkını ortadan kaldıracaktır” (Basın açıklaması, 17.01).
Anayasa’ya aykırılık üzerine usul tartışması da açtığımız Genel Kurul’da son konuşmamı şöyle noktaladım: “Demokratik meşruluk eksikliği var, gerekçe yokluğu söz konusu; ama bu yasa sayesinde, burada bir anayasal demokrasi bloku oluşmuştur, tek olumlu tarafı da budur.”
“7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu, aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen gibi öğretmenler arasında ayrımlar yaparak hiyerarşik yapı oluşturuyor. Yasa ile doğrudan düzenlenmesi gereken birçok konu yönetmeliğe bırakılıyor.
Yalnızca üç nokta; Öğretmen sendikaları bütünü yasaya karşı çıktı. On maddelik yasa, o denli özensiz yazılmış ki, “yasa dili” sınavı yapılsa, “0” çeker.
Milli Eğitim Bakanı, yasa sürecine hiç katılmıyor; yardımcısını gönderiyor. Haliyle Meclis’e uğrama gereği bile duymayan Bakan’a geniş bir yönetmelikle düzenleme alanı bırakılıyor.” (‘Sipariş yasa’ dayatmalarına hayır!!! ,17.03, BirGün).
CHP TBMM Grubu, 12 kalemde iptal istemi içeren 191 sayfalık dilekçe ile AYM’ye başvurdu. İzleyen aylarda eğitim sendikaları, ortak bir metinle AYM’ye Amicus Curiae (Mahkemenin dostu) başvurusu yaptı. AYM, sendika temsilcilerini dinledikten sonra 13/7/2023’te, yasayı kısmen iptal etti.
Ö. MESLEĞİ K.-2
‘Meslek’ yerine ‘mesleği’ değişikliği ile 39 maddelik teklif, 7354 sayılı ÖMK’yi kaldırarak Milli Eğitim Akademisi kurmayı da öngörüyor.
Teklif sahibi Bakan Tekin, TBMM’de yok. Eğer teklif yasalaşırsa Yasayı, tarikat ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak gören Bakan uygulayacak.
KATILIMCI MEŞRULUK
Kadına soyadı dayatması (kadın), bilimdışı eğitim(çocuk), ötanazi (hayvan) üçgeni, 15 Temmuz haftası TBMM’nin gündemi.
ÖMK teklifi görüşmelerinin ertelendiği haberine karşın yazıyı değiştirmedim; çünkü tıpkı sansür ve güvenlik soruşturması düzenlemelerinde olduğu gibi AKP-MHP, tepkileri kavurucu sıcakta serinleterek! Ekim başı gündemi yapacak.
Bu nedenle şimdi CHP’ye önemli bir görev düşüyor: tıpkı adil yargılanma yasa önerilerinde yaptığı gibi (2019), katılımcı yöntemle çok güçlü bir meşruluk temelinde öğretmenlik meslek yasa önerisi hazırlığına öncülük etmek.
Zira sürecin yaşamsallığı, ‘Türkiye Yüzyılı mı, yoksa Cumhuriyet’in 2. Yüzyılı mı?’ sorunsalında düğümleniyor.